Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 234.SAYI - Ömer Öngüt
234.SAYI, Mart 2013
Hakikat 234. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

Rahman sûre-i şerif'i; Allah-u Teâlâ'nın kulları hakkında hem dünyaya hem de ahirete âit enfüsî ve âfâki nice nice nimetler ihsan buyurmuş olduğunu bildiriyor. Bu nimetlerin kadrini ve kıymetini bilip, bu nimetleri bahşeden Hâlik-ı kerim'e ibadet ve taatta bulunmanın lüzumuna işaret ediyor.

Bu sûre-i şerif, insanlarla birlikte irade sahibi bir diğer varlık olan cinlere de hitap eden tek sûredir.

Nimetlerin en büyüğü olan Kur'an-ı kerim'den söze başlayarak, insanlara bahşedilen nimetler, anlama ve anlatma kabiliyeti mevzu edilmektedir.

Kâinat nizamının adalet üzere inşa edildiği, Allah-u Teâlâ'nın izniyle devam ettiği ve O'na tâbi olduğu, bu hususta hiç kimsenin müdahalesinin bahis mevzuu olmadığı; güneş, ay ve yıldızlar, ağaçlar dahil her şeyin belli bir hesaba göre düzenlendiği belirtilmektedir.

İnsanlarla cinlerin yaratılışından, denizlerin özelliklerinden ve faydalarından, denizlerin dalgalarını yararak hareket eden büyük gemilerin insanların emrine verilmesinde Allah-u Teâlâ'nın kudretini gösteren apaçık deliller olduğundan bahsedilmektedir.

"Öyleyken Rabb'inizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?" (Rahman: 13)

Âyet-i kerime'si otuz bir yerde tekrarlanmakta; Allah-u Teâlâ'nın uçsuz bucaksız nimetlerini takdir edemeyip, onları yalanlamaya, inkâr ederek nankörlükte bulunmaya cüret edenlerin ne kadar câhilce hareket ettiklerini gözler önüne sermektedir.

İnsanlara ve cinlere hitap edilerek, kâinattaki her şeyin fâni olduğu, ancak Allah-u Teâlâ'nın zâtının bundan müstesnâ bulunduğu gerçeği beşeriyete duyurulmaktadır.

Gerek insanlara gerekse cinlere Allah-u Teâlâ'nın yakında hesap soracağı, hiç kimsenin bu muhasebeden kaçamayacağı ve kurtulamayacağı, suçluların kıyamet günündeki kötü âkıbetleri bildirilmektedir.

İnsanlara ve cinlere verilecek olan mükâfattan bahsedilmekte, bu mükâfâtın kendilerine dünyada Allah korkusu içinde ömür sürdükleri için verileceği hatırlatılmaktadır.

Kıyametin korkunç halleri açıklanmakta, suçlu bedbahtların durumu ve o zor günde karşılaşacakları korku ve sıkıntılar anlatılmaktadır.

Ahiret gününde kimseden niçin günah işlediğinin sorulmayacağı, zira her şeyin yazılıp tespit edildiğinin ortaya konulacağı haber verilmektedir.

Daha sonra takvâ sahiplerine verilen nimet sahnesi geniş bir şekilde gözler önüne serilmekte, cennetteki yüksek nimetlerden misaller verilmektedir.

Bu mübarek sûre-i şerif, kullarına verdiği engin nimet ve ikramdan dolayı Allah-u Teâlâ'ya tâzim ve övgü ile sona ermektedir.

Tamamı Mekke-i mükerreme döneminde nâzil olan bu mübarek sûre-i celîle; Esmâ-i hüsnâ'dan olan "Rahman" ism-i şerif'i ile başladığı için "Rahman" kelimesi bu sûre-i şerif'e isim olmuştur. Bu isim, sûre-i şerif'in muhtevâsı ile de alâkalıdır. Zira sûre-i şerif'in içerisinde, baştan sona kadar Allah-u Teâlâ'nın engin rahmeti ve rahmet-i ilâhî'nin görüntüleri anılmıştır.

Bu sûre-i şerif'e ayrıca "Kur'an'ın gelini" mânâsına gelen "Arûsü'l-Kur'an" ismi de verilmiştir.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

"Her şeyin bir gelini (süsü) vardır. Kur'an'ın gelini de Rahman sûresi'dir." (Beyhakî)

Hazret-i Câbir -radiyallahu anh- der ki:

"Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir gün ashâb'ının yanlarına çıktı ve onlara Rahman sûresi'ni başından sonuna kadar okudu. Hepsi de sükût ettiler, ortalığı bir sessizlik kapladı.

Bunun üzerine Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurdular:

"Ben bu sûreyi cinlere de okudum, onlar sizden daha güzel karşılık verdiler.

Şöyle ki: 'Öyleyken Rabb'inizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?' Âyet'ini her okuyuşumda onlar: 'Ey Rabb'imiz! Biz senin nimetlerinden hiçbirini yalanlamıyoruz. Bütün hamdler sanadır.' diyorlardı." (Tirmizî: 3287)

Rahman sûre-i şerif'i, Kur'an-ı kerim'i öğreten Rahman ismiyle başlamış, "Celâl" ve "İkram" sahibi Allah'ın isminin çok mübarek olduğu belirtilerek sona ermiştir.

Kur'an-ı kerim'in nuru ile nurlanan, hidayeti ile hidayete eren, dünyasını ahiretine göre düzenleyen kullarının arasına dahil etmesini Cenâb-ı Erhamerrâhimîn Hazretleri'nden niyaz eyleriz.

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - Rahman Sûre-i Şerif'indeki İlâhî Hikmet Ve Mesajlar - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
Rahman Sûre-i Şerif'indeki İlâhî Hikmet Ve Mesajlar