Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ - Kureyş Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (1) - Ömer Öngüt
Kureyş Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (1)
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ
Dizi Yazı - Tefsir
1 Aralık 2012

 

Kureyş Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (1)

Mekke-i Mükerreme Sakinleri

 

Sûre-i Şerif'in Takdimi:

Mekke-i mükerreme döneminde nâzil olmuştur. Dört Âyet-i kerime, on yedi kelime ve yetmiş üç harften müteşekkildir.

Birinci Âyet-i kerime'de geçen "Kureyş" kelimesi bu Sûre-i şerif'e isim olmuştur.

 

Muhtevâsı:

Bu mübârek Sûre-i celîle'de Allah-u Teâlâ'nın Mekke-i mükerreme halkına verdiği güvenlik ve refah gibi büyük bazı nimetlerden söz edilmekte, bu nimetlerinden dolayı Beytullah'ın Rabb'ine ibadet etmelerinin lüzumu üzerinde durulmaktadır.

 

Mekke-i Mükerreme Sakinleri:

Allah-u Teâlâ Hazret-i İbrahim Aleyhisselâm'ın Mekke-i mükerreme'yi emniyetli kılmasına dâir yapmış olduğu duâsını kabul buyurmuş, o beldeyi emniyetli kılmış, bütün zâlimlerin zulmünden korumuştu.

Nitekim bir Âyet-i kerime'sinde buyurur ki:

"Ve bu güvenilir şehre andolsun ki!" (Tîn: 3)

Emniyet, insan hayatının en önemli şartlarından olduğu için "Şehirlerin anası" üzerine yemin edilmiştir.

Onlar putlara taptıkları, çevredeki Araplar birbirleriyle çarpışıp durdukları halde, harem bölgede Allah-u Teâlâ'nın lütfu ile emniyet ve sükûnet içinde yaşıyorlardı.

Allah-u Teâlâ o bölgeyi asırlar boyunca bütün karışıklıklardan, yağma ve talandan korumuştu. Herkes emniyeti o mübarek Beyt'in çevresinde bulabiliyordu.

Mekke-i mükerreme ziraate elverişli olmayan, ekin ve bitki bitirmeyen kurak bir vâdide kurulmuştu. İbrahim Aleyhisselâm'ın yaptığı duânın bereketiyle her şeyin ürünü, ihtiyaçları olan gıda maddeleri, Allah katından bir rızık olarak her taraftan kendilerine geliyordu. Güneydeki Yemen'den kuzeydeki Şam'a kadar uzanan iki büyük kervan yolu onların yakınından geçiyordu. Allah-u Teâlâ onların basiretlerini açtı. Geçimlerini ve maişetlerini kazanmanın yollarını aradılar ve ticaret yolculuklarına çıkmaya başladılar. Komşu memleketlerle ticari anlaşmalar yaptılar.

"Kureyş kabilesi alıştırıldığı (uzlaşması ve anlaşması sağlandığı) için." (Kureyş: 1)

Hem Kureyş'in kendi içindeki emniyet ve kaynaşma, hem de komşu memleketlerin halkı ile aralarındaki dostluk, Allah-u Teâlâ'nın kolaylaştırmasından ileri geliyordu.

"Kış ve yaz seyahatlerinde alıştırıldıkları için." (Kureyş: 2)

Böylece onlar yaz mevsiminde serin bölgeler olan Şam ve İran taraflarına, kış mevsiminde ise sıcak olan Yemen ve Habeşistan taraflarına doğru ticaret kervanları çıkarırlardı. Bazıları da yazlık olarak Tâif'e göçerler, kışın geri dönerlerdi.

Bu yolculuklarında onlar huzur ve güven içinde olurlardı. Hiç kimse onlara kötülük yapmaz, onlara ses çıkarmaya cesaret edemezdi.


  Önceki Sonraki