Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 227.SAYI - Ömer Öngüt
227.SAYI, Ağustos 2012
Hakikat 227. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

İslâm'da kişinin çocuk sahibi olması, büyük sorumluluk gerektiren bir durumdur. Nitekim ana-baba ile çocuk arasındaki münasebet hem ahlâkî hem de hukukî yönden belli esaslara bağlanmıştır. Durum böyle olunca çocuğun varlığı ciddiye alınmalı, iyi bir insan ve samimi bir müslüman olarak yetişmesi için her türlü gayret ve fedakârlık gösterilmelidir. Çocuğun dünya saâdetini ahiret selâmetini gözetmek, onu dünyaya getiren insanların önemle üzerinde durmaları gereken bir husustur. İslâmiyet bu hususta birinci derecede babayı sorumlu tutar.

İşte bunun içindir ki çocuğumuza daha doğarken İslâm terbiyesini uygulamaya başlamak gerekmektedir.

Çocukların İslâm ahlâk ve âdâbına uygun olarak yetiştirilmeleri ilâhî bir emirdir:

"Ey iman edenler! Kendinizi ve âilenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun." (Tahrim: 6)

Hani koruyan kim? "Koru!" diye emrediyor. Kendini de, evlâdını da.

İnsan bu ilâhî emir ile mükellef olduğu gibi, evlâd-u ıyâlini bu emre tâbi tutmakla mükelleftir. Aksi halde mesuldür.

Çocuğa; Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-i, Hazret-i Kur'an'ı, Ehl-i beyt'i, Allah dostlarını sevdirmezsek, abdesti, gusülü, namazı öğretmezsek ondan hayır bekleyebilir miyiz?..

Her tedbiri alacak, ahkâmı öğretecek, her türlü bilgiyi vereceğiz. Ondan sonrası Allah'a kalmış. Sen hiçbir şey yapmayacaksın, sonra çocuğum isyan etti. Kabahati kendinde ara.

Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, bütün kötülüklerin bir bir ortaya çıktığı, yapıldığı ahir zamanı, seyyiat zamanını yaşıyoruz. Dünya kurulalıdan beri kötülüklerin ayyuka çıktığı böyle bir devir gelmiş değil. Bütün kötülüklerin anası bu devirde mevcut.

Bu durumda vazife daha da büyüyor, mesuliyet daha da ağırlaşıyor. Çünkü harama giden yollar açık, ahkâm dışı bir çukura düşmek çok kolay. İnsan helâk olur.

Zira; iyi ile kötü karışmış, haram teşvik edilir olmuş, nefisler şeytan yolunda yürür hale gelmiş. Gazete, televizyon, internet sebebiyle her türlü kötülük taze ve körpe dimağlara, gönüllere ekilir olmuş.

Helâl lokma yedirdin mi? Terbiye ettin mi? İmanı, ahlâkı verdin mi? Numune oldun mu? Duâ edip onunla ilgilendin mi? Arkadaşı kim? Nereye gidiyor-geliyor araştırdın mı? Kendimize şunu soralım: Biz evlâdımıza Allah için ne verebildik, ne yapabiliyoruz?

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz; "Din nasihattır, din nasihattır, din nasihattır..." buyurdular.

Biz de bu mühim hususun ehemmiyetine dikkat çekmek, evlâtlarımızın âhir zaman fitnelerine düçar olmaması, ateşe düşmemesi için ebeveynler olarak ne yapmamız gerektiğini Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri'nin "Çocuğun İlâhi Ahkâm Mucibince Terbiyesi ve Yetiştirilmesi" isimli kitabından özetleyerek Ümmet-i Muhammed'in istifadesine arz ediyoruz...

Zât-ı âlileri çocuk yetiştirilmesine çok dikkat ederlerdi. İyi yetişmemiş çocuklardan anne babayı mesul tutarlar, kendisine birçok güzel hasletleri öğrettiği ve verdiği için kendi babasına, annesine duâ ederlerdi. Bir çocuk odaya hızla girdiğinde veya babasından evvel bir yere girdiğinde, babanın önüne oturduğunda, önünde yürüdüğünde çok kızarlardı. Çocuğa bir şey verdiğinde; kendi mi yiyor, yanındaki kardeşine, arkadaşına mı takdim ediyor bu bile bir ölçü idi. "Çocuğu; çocuk olduğu için, Hazret-i Allah'ın emaneti olduğu için sevmeli ama bu sevgi kalbe girmemeli şefkatle olmalıdır. Bu sevgi ve şefkat çocukların edep ve terbiyelerine mani olmamalıdır." derdi. Yani her şeyleri ölçülüydü. Çocuğu çok sever amma yüz vermezdi.

"Beşeriyetin içinde nasıl numune olur, helâl lokma nasıl yediririm. Onu geceleri Hakk'ın beğeneceği, gündüzleri halkın beğeneceği hale nasıl getiririm düşüncesi babanın vazifesidir."

"Gözle terbiye edin, sözle değil. Dayakla hiç değil" buyururlardı.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyururlar:

"Hiçbir baba evlâdına güzel edep ve terbiyeden daha değerli ve üstün bir miras bırakamaz." (Tirmizî: 1953)

Bir baba için en önemli vazife, çocuklarının terbiyesini hakkıyla yerine getirmektir. Çocukların üzerine titremek gerekiyor. Güç bir vazife olmakla birlikte, her müslüman çocuklarını koruyup kollamak mecburiyetindedir.

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - Ahkâm-ı İlâhi Mucibince Evlât Yetiştirme - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
Ahkâm-ı İlâhi Mucibince Evlât Yetiştirme