Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 226.SAYI - Ömer Öngüt
226.SAYI, Temmuz 2012
Hakikat 226. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

Yâsin sûre-i şerif'i iman esaslarının ana prensiplerini, nübüvvet, dâvet şekli, geçmiş ümmetlerin durumları, tevhidin ispatı, kıyamet alâmetleri, haşir ve tekrar dirilme gibi mühim meseleleri anlatıp açıklamaktadır.

Muhtevâsından Mekke döneminin ortalarında veya sonlarına doğru nâzil olduğu anlaşılan bu mübarek sûre-i celile; seksen üç Âyet-i kerime, yedi yüz yirmi yedi kelime ve üç bin harften müteşekkildir.

"Yâsin" kelimesi ile başladığı için kendisine bu isim verilmiş olup, bu iki harf aynı zamanda anahtar durumundadır. Okuyanların kalplerini nûrlandırdığı için kendisine "Kalb'ül-Kur'an" adı verilmiştir.

Enes -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmuşlardır:

"Şüphesiz ki her şeyin bir kalbi vardır. Kur'an'ın kalbi ise Yâsin'dir. Allah bu sûreyi, Kur'an'ın tamamını on defa okumak kadar (sevaplı ve feyizli) kılmıştır." (Tirmizî. Fezâil-i Kur'an: 2889)

Her şeyin kalbi o şeyin özüdür ve aslını teşkil eder. Onun dışındakiler ise ya bunun bir takım başlangıçlarıdır veya tamamlayıcı unsurları arasında yer alır.

Birçok yanlış inançları bertaraf etmekte; gaflette kalmış bir nice insanları ikaz ederek, haklarındaki ilâhi hükmü bildirmektedir.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in peygamberliğinin önemine ve sıhhatine yemin edilerek, onun dosdoğru bir yol üzerinde bulunduğu belirtilerek başlamakta; altı asra yakın bir zaman ataları uyarılmayan putperest bir kavme uyarıcı gönderildiği beyan edilmekte; azgınlık ve sapıklıkta devam eden, yalanladıkça yalanlayan Kureyş kâfirlerinin üzerlerine ilâhî azap ve intikamın hak olduğu anlatılmaktadır.

Ma'kıl bin Yesar -radiyallahu anh-den rivayete göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

"Kur'an'ın kalbi Yâsin sûresi'dir. Bir kimse Allah'ın rızasını ve ahiret yurdunu dileyerek onu okursa, Allah onun günahlarını bağışlar." (Ahmed bin Hanbel)

Diğer Hadis-i şerif'lerde de şöyle buyurulmaktadır:

"Her gece Yâsin-i şerif'i okuyan mümin-i kâmilin küçük günahları bağışlanır." (C. Sağir)

"Yâsin-i şerif'i her gece okumaya devam eden kimse vefat ederken şehid olarak vefat eder." (Münâvî)

Ali Râmitenî -kuddise sırruh- Hazretleri şöyle buyurmaktadır:

"Bir iş üzerinde üç kalp birleştiği zaman kulun muradı hasıl olur.

Mü'minin kalbi, Kur'an'ın kalbi, gecenin kalbi."

Hazret; burada gece kılınan teheccüd namazında, Yâsin Sûre-i şerif'inin okunmasına işaret buyuruyorlar.

Sûre-i şerif'te; İsâ Aleyhisselâm'ın elçilerinden üç dâvetçinin Antakya halkına uyarıcı olarak gönderilmeleri ve yalanlanmaları mevzu edilerek; Mekkeli müşriklerle, her asırda yaşayan inkârcılar uyarılmaktadır.

Yine bu Sûre-i şerif'te öldükten sonra dirilip insanların hesap ve ceza gününde kalkacaklarına delâlet eden delillere yer verilmektedir. Kıyamet ve onun korkunç halleri, Sûr'a üfürüldüğünde insanların kabirlerinden kalkacağı, o korkunç günde müminlerle suçluların birbirlerinden ayırt edileceği, neticede bahtiyarların Naîm cennetlerinde, bedbahtların da cehennemin alt tabakalarında yerlerini alacakları haber verilmektedir. Muhteşem kâinatta Allah-u Teâlâ'nın vahdaniyetini ve kudretini gösteren deliller sıralanmakta, bu hususta müminler aydınlatılmaktadır.

"Ey insan!" (Yâsin: 1)

Hitabının muhatabı Muhammed Aleyhisselâm'dır. İnsan-ı kâmil, hulâsa-i insan odur. Hakk Celle ve Alâ Hazretleri ona kendi lütf-u kereminden "Yâsin! = Ey insan!" buyurdu.

"Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık." (Tin: 4)

Aslında bu hitab-ı ilâhiye'ye mazhar olan ve Âyet-i kerime mucibince en güzel bir biçimde yaratıldığı belirtilen insan da yine odur.

Aslı nûrdur, görünüşü beşerdir. Öyle bir benî âdem ki; "Andolsun ki biz Âdemoğulları'nı üstün bir izzet ve şerefe mazhar kıldık." (İsrâ: 70)

Âyet-i kerime'sindeki mükerrem insan hitabının mazharı da yine odur. İnsan bütün yaratıkların en mükerremi, o ise bütün insanların en mükerremidir. Onun yüzü suyu hürmetine bütün bu faziletlerden insanoğlu da istifade ediyor.

Bu mübarek Sûre-i Celile'nin zâhirî, bâtınî tefsiri ve izâhı ile ledûni hikmet ve esrarı, Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif'lerin nur ışığı altında kısa ve öz olarak açıklanarak Ümmet-i Muhammed'in istifadesine arz edilmiştir.

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - Kur'ân-ı Kerim'in Kalbi Yâsin-i Şerif'in Esrarı - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
Kur'ân-ı Kerim'in Kalbi Yâsin-i Şerif'in Esrarı