"Efendim ibadet esnasında aklıma hiç olmayacak şeyler geliyor" denilmesi üzerine şöyle buyurmuşlardı:
Efendim, bu şuradan geliyor. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurdular ki:
"Şeytan insanoğlunun kalbinin üzerinde tünemiş vaziyette bekler. Allah-u Teâlâ'yı zikredince çekilir, gaflet edince vesvese verir." (Buharî)
Artık o bir fındık kabuğunu doldurmayan şeyi kurcalar, kurcalar, kurcalar.
Şimdi bunun tedavisi lâzımdır. Tedavisi nedir? Şeytanın kalbini istila etmiş olduğunu anlayacaksın. Bütün işini bırakacaksın, abdest alıp, seccadeye oturacaksın. İki rekât namaz kılacaksın. İki rekât namaz kılmasan dahi Hazret-i Allah'ın zikriyle meşgul oldun mu o meyus olarak döner gider. Tedavisi ne kadar kolaymış değil mi?
Bir Hadis-i şerif'lerinde Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyuruyor:
"Kıyamet gününde Allah katında en faziletli kul, dünyada iken Allah-u Teâlâ'yı çok zikretmiş olandır." (C. Sağir)
Allah-u Teâlâ her şey için bir sebep yaratmıştır. Muhabbetullah'ın husulüne sebep de zikrullahtır. O'nun sevgisine nail olmak isteyenler zikrullaha devam etmelidirler.
Şeytanın verdiği vesveseler ise şöyle atılır:
Abdest alırken, "İki mi yıkadım, üç mü yıkadım!" tereddütünde "Üç yıkadım!" diyeceksin.
Namaz kılarken, "İkinci rekâtta mıyım, üçüncü rekâtta mıyım?" diye tereddüt ederse "İkinci rekâttayım!" diyecek ve vesveseyi takip etmeyeceksin.
Vesveseyi takip etmemek için noksan, fazla bakmayacak, oraya girmeyeceksin.
Cenâb-ı Hakk Âyet-i kerime'sinde buyuruyor ki:
"Şeytan şüphesiz ki sizin amansız bir düşmanınızdır, siz de onu düşman tutun." (Fâtır: 6)
Geçen gün şeytana:
"Ey pis! Çelme takmak istiyorsun ama yerini de biliyorsun!" dedim.
Ona; "Yerini de biliyorsun!" deyip hatırlatıyorum. Eğilmemek lâzım, onunla mücadele etmek lâzım ki bu şekilde vesveseyi atalım.
•
Sıkıldığınız zaman sakinleşmek için râbıta yapın, şeytan dürttüğü zaman zikrullah yapın, yolunuz daralırsa Salât-ü selâm'a devam edin...