Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
GÜNDEM - ABD Pasifik'te Çin'i Bloke Etmek İstiyor! - Ömer Öngüt
ABD Pasifik'te Çin'i Bloke Etmek İstiyor!
GÜNDEM
Şinasi Çapa
1 Şubat 2012

 

ABD Pasifik'te Çin'i Bloke Etmek İstiyor!

ABD'nin yeni askeri konseptinde Ortadoğu ile beraber Pasifik'e odaklanacağını açıklamısı Çin'i rahatsız ediyor ve kızdırıyor.
Huzursuzluklar artıyor.

 

Dünyada çok hızlı değişimler ve baş döndüren gelişmeler oluyor. Dünün düşmanları menfaatleri gereği bugün dost olabiliyorlar. Dostlar düşman safına geçebiliyor. İngilizlerin meşhur siyaset ve devlet adamı Çörçil'in bir sözü var; "Devletler arasında ebedi dostluklar ve düşmanlıklar olmaz".

Binaenaleyh yeni gelişmelere göre yeni dengeler kurulmakta, ülkeler menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu yapmaktadırlar.

Dünyada devletlerin her şeyden önce esas aldığı en önemli şey millî menfaatleridir. Para, siyasetin, kültürün, ahlakın, dinin önüne geçmiştir. Bir kısım devletlerde de din ön plandadır ancak dünyevî maksatların aracı haline getirilmiştir. İsrail gibi, Vatikan Katolik Devleti gibi. Vatikan Katolik Devleti küçüklüğüne rağmen din motifinin altında muazzam bir iktisadi imparatorluğa dönüşmüştür.

ABD gibi devletler, küresel sermaye ile işbirliği içinde ve onların istekleri doğrultusunda dünyanın önem arz eden bütün bölgelerinde söz sahibi olmayı istemekte, mevcut potansiyel değerleri ele geçirmeye çalışmaktadır. Bu isteğin önündeki engellerin kaldırılması için olmadık dolaplar çevirmekte, senaryoları devreye sokmakta, mani olarak gördüğü devletleri ve kuvvetleri devreden çıkarmak için çok çeşitli kirli işlere yönelmektedir. 11 Eylül hadisesi ile Afganistan'ın işgali gerçekleşmiş, Irak'ın Kuveyt'e saldırması sağlanmış, akabinde Irak talan edilerek Ortadoğu'nun tamamen ele geçirilmesinin önü açılmıştır.

Yakın gelecekte dünyanın bir numaralı gücü olacağı tahmin edilen Çin'in sür'atli kalkınması, ekonomisinin her geçen gün büyümesi, atom çalışmaları, nükleer denemeleri, devasa nüfusu, geniş toprakları, önemli stratejik noktaların kesiştiği yerlerde bulunması, ABD'nin dikkate alması gereken bir düşman sınıfında bulunmaktadır. Bunun önüne set çekilmesi gerekmektedir.

Çin, süratle gelişir ve kalkınırken, silahlanmayı ihmal etmemektedir. Nükleer teknolojisi olan önemli bir güçtür. Uzaya insan gönderen üçüncü ülke olmuştur.

Doğusunda önemli su yollarının geçiş güzergahında bulunan Güney Çin Denizi, yakın gelecekte önemini daha da artıracak ve Çin ile ABD'nin çıkar çatışmasına girmesine neden olacaktır. Ana deniz noktaları üzerinde bulunması ve zengin kaynaklara sahip olması bakımından önem arz eden bu sular paylaşılamıyor ve önümüzdeki dönemde Hindistan başta diğer bölge ülkelerini Çin'le karşı karşıya getirme potansiyeli taşıyor.

Kuzey Kore'nin, Güney Kore ve çevre ülkeleri tehdit eden Nükleer silahlara sahip olması ABD ve Batıyı kaygılandırırken Pasifik Okyanusu'nda ABD Ordusu'nu alarm durumunda bulunma noktasına getirmiştir. ABD'nin bu sularda rahat hareket etmek için Avustralya ile askerî anlaşmalar yapması düşündürücüdür. Çin ise ABD'nin bölgedeki olası hareketlenmeleri için Başbakan Wen Jiabao'nun ifadesiyle; "Güney Çin Denizi başkalarını ilgilendirmez, dış güçler buralara burunlarını sokmamalıdırlar."

Çin Başbakanı Güney Asya Ulusları Birliği zirvesinde "dış güçlerin" Güney Çin Denizi ile ilgili karmaşık anlaşmazlıklara müdahale için bir bahanelerinin bulunmadığını söyledi. Temmuz 2011 de Çin ve Güneydoğu Asya ülkeleri Güney Çin Denizi ile ilgili bir dizi ön prensipler üzerinde anlaşmış olsalar da Amerika'nın Çin dışındaki ülkelere destek çıkması Çin'i kızdırmış görünüyor.

ABD, bölge ülkeleri ile yakından ilgilenirken Çin boş durmamaktadır. ABD Pasifik'teki askeri varlığını artırma girişimlerinde bulunurken Çin Devlet Başkanı Hu Jintao; "Çin Donanması'na gelişim sürecini artırmayı ve savaşa hazır olması" emrini vermiştir. Üst düzey subaylara yaptığı konuşmasında; "Donanmanın dönüşümü ve modernizasyonunu azimli bir şekilde hızlandırmalı ve savaş için genişletilmiş hazırlıklar yapılmalıdır."

ABD yeni bir Pasifik gücü ile kuvvetlerini takviye etmektedir. ABD'li yetkililer orduyu güçlendirme haklarının olduğunu iddia etmektedirler.

ABD Başkanı Obama geçen Kasım ayında bölge ülkelerini kapsayan 9 günlük bir ziyarette bulunmuş, bölge ülkelerinin en önemlilerinden olan Avustralya ile yeni bir üs için anlaşmıştır. Bunlar olurken Çin ise Pasifik Okyanusu'nda yeni askeri tatbikatlar yapacağını açıklamıştır.

Güney Çin Denizi zengin petrol ve doğalgaz yataklarına sahiptir. Dünya deniz ticaretinin üçte biri bu bölge üzerinden geçmektedir. Filipinler, Malezya, Endonezya, Brunei, Tayvan, Vietnam gibi ülkeler burada hak iddia ediyor.

Dünyanın en büyük kara gücü olan Çin, Ukrayna'dan otel yapacağım diye aldığı ve boğazlardan geçisi epeyce gündem olan Varyag isimli Uçak Gemisi'ni donatmış ve kullanıma hazır hale getirmiştir.

Çin, her geçen gün güçlenirken bölge ülkeleri bundan derin kaygı duymaktadır. Bu ülkelerin endişelerini yakından takip eden ABD, bölge ülkeleriyle adam adama markaj uygulamaları yapmaktadır.

Çinli ve ABD'li yetkililer her sene bir kez bir araya gelerek, iki ülke arasında yanlış anlamalara meydan vermemek için görüşmeler yapıyorlar. Böylece olası tansiyonu artırıcı ajite olayların önüne geçilmiş oluyor. Vietnam ve Filipinler Çin'i tartışmalı deniz sahasına hakim olmakla suçluyor. ABD'nin bölgede askeri üs alması, Çin'in bölgedeki hakimiyetini değiştirmek ve önüne engel çekmek amacı taşıyor, ABD bölgede kalıcı olmak istiyor.

ABD'nin son on yıldır dış politikasının ana eksenini Irak, Afganistan, Pakistan, Suriye, İran gibi ülkeler teşkil etmektedir.

ABD bu yüzyılda kendisini zorlayacak ve başını ağrıtacak, önüne engel olarak çıkacak güç olarak Çin'i görmektedir. Çin'in iktisadi bakımdan yükselmesi, bölgesinde askerini gücünü katlayarak artırması Küresel Emperyalizmin Patronu ABD'ni derinden endişelendirmektedir. Vietnam'da batağa saplandıktan sonra Ortadoğu'nun kalbine hançerini saplamasının ardından İslâm Dünyası'nı bölmek için ne gerekiyorsa yapıyor; ülkeleri işgal ediyor, içten içe kırdırtıyor. Tezgâhladığı BOP (Büyük Ortadoğu Projesi)'nin ABD'ye mali külfeti yüz milyarlarca doları bulmuştur. Yeni saldırı alanı olarak İran hedeftedir.

Afganistan ve Irak'ın işgal edilmesi ABD'ni iktisadi açıdan zayıflattığı gerçektir. Bu arada ABD zayıflarken Çin güçlenmeye devam etmektedir. Başkan Obama 2008'de iktidara geldiğinde Irak'tan çekileceği sözünü vermişti. Şimdi Irak'tan çekilme işlemi başlamış bulunuyor. Onlar çekilirken Irak üçe bölünecek ve daha çok kan dökülecektir. Irak cephesi kanlar içinde kapanırken İran cephesi açılacaktır.

Ortadoğu Projesi'nin Asya ayağı olan Afganistan işgal edilmiş, Pakistan durmadan İnsansız Hava Uçakları tarafından Taliban militanlarını destekliyor, lojistik imkanlar sağlıyor, topraklarında barındırıyor iddiasıyla bombalanıyor, her gün şehirler ateş altına alınıyor. Bu İslâm ülkesi Pakistan, ABD'nin askeri operasyon bölgesi gibi atış tahtasına döndürülüyor. Pakistan'da Taliban'a yardım cezası uygulanırken Afganistan'da Taliban'la anlaşma zemini arıyor.

Pakistan ile Hindistan arasındaki Keşmir bölgesi kanayan bir yaradır. İhtilaflar devam ettiği gibi iki ülke silahlı kuvvetleri zaman zaman sıcak çatışmalar yaşıyor. Amerika eski müttefiki Pakistan'ı atış poligonu gibi kullanırken Hindistan'ı kızdırmamaya özen gösteriyor. Çin'e karşı Hindistan ile yakın olmak politikası güdüyor. Hindistan'ı, Pakistan'dan daha önemli görüyor. Pakistan son aylarda ABD'nin ülke toprakları içinde yaptığı askeri katliamlar nedeniyle bu ülke ile bağlarını koparmak üzeredir. Pakistan Çin ile gittikçe daha çok yakınlaşmaktadır. Çin ve Hindistan iki devasa güç, süper güç olmak için devamlı çalışmakta, birbirini rakip olarak görmektedir.

ABD, Ortadoğu, Güney Asya, Pasifik'te kalıcı olmak istiyor. Başkan Obama, Avustralya Parlamentosu'nda yaptığı konuşmasında; "Biz ABD olarak bir Pasifik gücüyüz ve burada kalıcıyız" diyerek ülkesinin yakın hedefini özetlemiştir. Ekonomisinin önemli bölümü Çin ekonomisi ile entegre durumda bulunan ABD bakalım geleceğini nasıl şekillendirecek? Çin'e karşı daha da sertleşebilecek mi? Bölge ülkeleri üzerinde kalıcı hakimiyet kurabilecek mi?

Pasifik'te savaş rüzgarları esmeye başlayabilir, Çin-ABD kutuplaşması artabilir.

Dünya her an bir alabora yaşayabilir. Yakın gelecekteki savaşlar, doğal afetler ABD'yi zayıflatacak, Çin ise büyümeye devam edecektir.


  Önceki Sonraki