Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ - Asr Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (6) - Ömer Öngüt
Asr Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (6)
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ
Dizi Yazı - Tefsir
1 Ekim 2011

 

Asr Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (6)

 

4. Sabrı Tavsiye Edenler:

Birbirlerine Hakk'ı tavsiye edenlerden sonra hüsrandan kurtulabilmek için dördüncü olarak da "Sabrı tavsiye etmek" gelmektedir.

Allah yolundaki zorluklara göğüs gerebilmek, zahmet ve güçlüklere tahammül edebilmek için bir müminin sabırlı olması, mümin kardeşine de sabrı tavsiye etmesi, sebat göstermeyi telkin etmesi ve şevkinin artması için cesaret vermesi çok mühimdir.

Allah-u Teâlâ diğer bir Âyet-i kerime'sinde ise şöyle buyurur:

"Sonra iman edenlerden olmak, birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden olmaktır." (Beled: 17)

Kur'an-ı kerim'de takriben yetmiş yerde sabırdan bahsedilmiş, sabırla süslenenler meth-ü senâ edilmiştir. İmandan sonra takip edilecek yolun başı sabırdır, iman yolunun başlangıcından itibaren sabır imtihanı başlar. Allah yolunda çekinmeden canlarını veren muhterem şehitlerin ebedî saâdete ulaşmaları sabır sayesindedir. İmtihan sabırla verilir, ibtilâlar sabır sayesinde küçülür.

Sabır bütün hayırların başı ve anahtarıdır, cennet hazinelerinden bir hazinedir. Mümin sabrı nispetinde derece alır ve terakki eder.

Zâhirî sabır kızdığı zaman, başına bir ibtilâ geldiği zaman yılmamak, yıkılmamak; Allah-u Teâlâ'nın yasak ettiği her şeyden kaçınmak, çizdiği hududu aşmamak, günah işlememek için sabretmektir.

Bir müminin nefsin alıştığı ve sevdiği, Allah-u Teâlâ'nın ise yasakladığı haramlardan şiddetle kaçınması, ne ki emretti ise seve seve yapması gerekir. Çünkü haramları yasakları yapmamakta azim ve sebat göstermedikçe, kişi takvâ derecesine erişemez. Takvâ sabır ile kâimdir.

Bir de bâtınî sabır vardır ki; o kimse bütün iradesini Hakk'a teslim eder, reyini Allah-u Teâlâ'ya verir. Artık onda hiçbir arzu ve istek olamaz. Allah-u Teâlâ'dan çıkacak her türlü hükme peşin olarak râzıdır. Bunlar "Sabi makamı"nda olanlardır. Burası "Kulluk makamı"dır. En mühim derûnî sabır burada gerekir.

Nefis ne isterse, Allah-u Teâlâ'nın lütfu ile onu çoktan yok etmiştir, dizginini vurmuştur, Hakk'a teslim olmuştur, hiçbir arzusu kalmamıştır.

Ne halka karşı bir gösteriş ne de gönüllerinde bir gurur ve iftihar duygusu beslemeyerek, sırf Allah-u Teâlâ'nın teveccühüne nâil olmak için zahmetlere katlanıp Hakk yolunda sabır ve sebat gösterirler. İlâhî takdire boyun bükerler. Nefislerinin hoşlanmadığı çeşitli musibetlere sabırla karşılık verirler.

Kur'an-ı kerim'de Musa Aleyhisselâm ile Hızır Aleyhisselâm'ın kıssası, sabır ve rızâyı ilgilendiren, beşeriyetin kıyamete kadar ibret alacağı derslerdendir.

Netice olarak; bu dört vasıfla ziynetlenen kimseler hüsrandan kurtulmuşlardır. Böyle bir imana erişemeyen kişiler ise hüsranın tam içindedirler.

Hiç imanı olmayanlar dünyada ve ahirette hüsrandan kurtulamayacakları gibi; bâtıla iman etmiş olanların da amellerinin o bâtıl sebebiyle yok olacağı şüphesizdir.


  Önceki Sonraki