Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 209.SAYI - Ömer Öngüt
209.SAYI, Şubat 2011
Hakikat 209. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

Hakk Celle ve Alâ Hazretleri buyuruyor ki:

"Asra yemin olsun ki, insan gerçekten hüsran içindedir. Ancak iman edip amel-i salih işleyenler, birbirlerine Hakk'ı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler müstesnâ." (Asr: 1-3)

Allah-u Teâlâ yemin ederek insanların gerçekten hüsran içinde olduklarını beyan buyuruyor. Bu bizim için ne büyük âfât! Allah'ım iyilerin yüzü suyu hürmetine bizi bağışlasın.

Burada görülüyor ki bütün insanlar hüsran içindedirler, ancak iman edenler kurtuluyor.

Seyyid-i Kâinat Sebeb-i mevcudat -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde buyururlar ki:

"İnsanlar helâk olmuşlardır, ancak âlimler müstesna. Âlimler de helâk olmuşlardır, ilmi ile amel edenler müstesna. İlmiyle amel edenler de helâk olmuşlardır, ihlâs sahipleri müstesna. İhlâs sahipleri de büyük bir tehlike üzerindedirler." (Keşf-ül hafâ)

İhlâs; Allah-u Teâlâ'ya içten gelen bağlılıkla, sadakâtle, samimiyetle yönelmektir. Halis, saf, katışıksız bir niyet sahibi olmak ihlâstır. Kalpte Hazret-i Allah olacak, gönülde ihlâs olacak.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz "Bütün insanlar helâk olmuşlardır." buyurdular.

Diğer bir Hadis-i şerif'lerinde ise şöyle buyurmaktadırlar:

"Ümmetim benden sonra yetmiş üç fırkaya ayrılacak, bir fırka müstesna, diğerleri hep ateştedir.

Onlar kimlerdir Yâ Resulellah?

Benim ve Ashâbımın yolunda olanlardır." (Ebû Dâvud)

İnsanların helâk olduğunu belirten Hadis-i şerif umuma âit, bu Hadis-i şerif ise hususa yani Resulullah Aleyhisselâm'ın ümmetine aittir.

Yetmiş iki fırka cehenneme giriyor. Acaba biz hangi fırkadanız? Bir düşün!

İşte şu bölücüler var ya, paramparça ettiler hem dini hem vatanı.

Âyet-i kerime'sinde Allah-u Teâlâ buyurur ki:

"Sen ne kadar yürekten istersen iste, insanların çoğu inanmazlar." (Yusuf: 103)

İşte bu bölücülere, her ne kadar gerçekten Hakk'ı söylesen de, hakikatı ibraz etsen de, ne Hakk'ı tanırlar, ne de hakikati kabul ederler. Ve böylece yetmiş iki fırka cehennemlik oldu.

Şimdi bizim duracağımız bir fırka kaldı. Zâhirî, bâtınî, ledünî dediğimiz bütün bu mevzu o bir fırkaya aittir.

Asr Sûre-i şerif'i ve bu Hadis-i şerif'ler iman ehli için yeterlidir.

Fakat dilde iman ettiğini söyleyip, kendi zan ve tüzüğüne göre hareket ederek, şeytanın adamı olanlar, ihlâs üzere hareket etmeyip öyle gözükenler, hem kendilerini kandırdıkları gibi hem de etraflarını kandırarak bu yetmiş iki fırka içerisinde dahil olmaktadırlar.

Bir bölücü çıkar der ki "Fâiz helâldir!" Öteki bölücü der ki "Enflasyon nispetinde helâldir!" Diğeri der ki "Ben fâizle kömür alırım, şunu alırım, bunu alırım!" Hiçbir bölücü fâizi yerde bırakmıyor. Herkes kendi kitabına göre uyduruyor ve onu yiyor.

Kitabı deyince, "Onların kitabı ayrı mı?" diye soracaksınız. Evet ayrıdır.

Çünkü Cenâb-ı Hakk Müminûn Sûre-i şerif'i 53. Âyet-i kerime'sinde buyurur ki:

"Amma ne var ki, insanlar din hususunda kendi aralarında parçalara bölündüler, çeşitli kitaplara ayrıldılar. Her bölük her parti kendi tuttuğu yoldan memnundur, yanında bulunan (din veya kitapla) sevinmektedir."

Allah-u Teâlâ onların İslâm'la hiçbir ilgilerini bırakmadı.

Zâhir ehli Hakk'ın emir ve yasaklarını kendi nefis arzusunca değiştirip o şekilde hareket ettiğinden, benlik putuna sarıldığından ve kendine tâbi olanlar da ona iman ettiklerinden ayrı bir din, ayrı bir kitap olmuş oluyor.

Çünkü Hakk'ın emirlerini hiçe sayıp, kendi arzularını öne koyuyorlar. "Ben biliyorum!", "Ben söylüyorum!", "Ben irşad ediyorum!" diyorlar.

O "Ben"in gizli mânâsı, Allah-u Teâlâ o kalpte yok, varlık ve nefis var. Allah-u Teâlâ'nın ihsanını nefse bağlamışlar. Nefse bağladığı için nefis "Ben!" diyor, Allah-u Teâlâ'yı inkâr ediyor.

Benlik şirktir, benlik puttur, benlik küfürdür! Fakat insan benlikten kurtulamıyor. "Ben, ben, ben!" diyor cehenneme gidiyor.

Tam manasıyla ihlâs üzere olup, Allah-u Teâlâ'nın emir ve yasaklarına kayıtsıt ve şartsız tam bir iman ile teslim olmadıkça, ihlâs üzere hareket etmedikçe kurtuluş mümkün değildir.

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...

"Hiçbirinizin Arzusu Benim Tebliğ Ettiğim Şeylere Uymadıkça Mümin Olmuş Olamazsınız." Buyuran,

Her Hâl ve Ahvâli İlâhî İrâde'ye Uygun Olan,

Müminlere Karşı Şefkatli ve Onların Güçlüğe, Sıkıntıya Uğramaları Kendisine Ağır Gelen,

En Güzel Numunemiz; Peygamberimiz Efendimiz Muhammed Mustafa -sallallahu aleyhi ve sellem-in Teşrif-i Dünya Olan ve Bu Ay İçinde İdrak Edeceğimiz Mübarek "MEVLİD KANDİLİ" nizi Tebrik Eder,

Tüm İslâm Âlemi'ne Hayırlara Vesile Olmasını Cenâb-ı Allah'tan Niyaz Ederiz.


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - Asr Sûre-i Şerif'inin Zâhiri, Bâtıni, Ledüni Mânâsı Ve İzahı - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
Asr Sûre-i Şerif'inin Zâhiri, Bâtıni, Ledüni Mânâsı Ve İzahı