Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 204.SAYI - Ömer Öngüt
204.SAYI, Eylül 2010
Hakikat 204. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

Geçen ayki sayımızda haziran ayında dâr-ı bekâya irtihal eden Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretlerimiz'in zahirî ve manevî hayatlarını anlatmaya çalışmış Zât-ı âlileri'nin; neseb-i âlileri ve manevî tahsilinden, hâl ve ahvâlinden, dinî, ahlâkî vasıflarından bir nebze bahsetmeye gayret etmiştik.

Bütün ömrü irşad ile, İslâm dini'nin müdafası ile, iman kurtarma cihadı ile geçen bu Zât-ı âli'nin bu meyanda yayınlanmış olan eserlerinden, bu uğurdaki gayretlerinden kısa da olsa okuyucularımızı haberdar etmeye, kurucusu olduğu Hakikat Vakfı hakkında bilgiler vermeye çalışmıştık.

Bu ayki dergimizde ise Zât-ı âlileri'nin Allah-u Teâlâ katındaki büyük değerini ve manevî ihtişamını, hayat-ı saadetlerinde yaşanmış bazı gizli hadiseleri arzetmeye çalışacağız.

Bâtınî haller, manevî tecellîler, ledün ilmî gibi derunî ilimlere dair ifşaatlarla dolu bir ömürden bazı hususi ve umumi mevzular ayrıntılı olarak açıklanacak; Hakk dostu, Hakk aşığı, manevîyat hazinesi, gönül eri bu zât-ı âli Ümmet-i Muhammed'e duyurulmaya çalışılacaktır.

O öyle bir Zât-ı âli'dir ki tasavvurumuzun ve kuvve-i beşeriyemizin fevkindedir. Ancak acizliğimizi itiraf eder ve affına sığınırız.

Hazret-i Allah'ın nazargâhı ve tecelliyât-ı ilâhi'nin zuhur yeri idi. İlmini, hilmini Hakk'tan alır, hakikati söylerdi. Hep Âyet-i kerime ve hep Hadis-i şerif konuşurlardı. Allah-u Teâlâ'nın ahkâmına son derece riâyet ederlerdi. Gönüllerin, kalplerin gizliliklerini Allah-u Teâlâ'nın bildirdiği kadar bilirdi. Hep huzurdaydılar. Hiç kimseden korkmadan ve çekinmeden hakikati neşreder, Ümmet-i Muhammed'i tenvir eder, fitne ve fesadın sönmesi için can pahasına çalışır, "Allah uğrunda, Allah yolunda bir değil, bin canım olsa fedadır!" derlerdi.

Her zaman kendilerini gizlemişler, şöhretten kaçmışlar, nam, makam için değil Hazret-i Allah ve Resululullah için çalışmışlar, hiçbir kimsenin kınamasından çekinmeden yalnız ve yalnız doğru olanı, bildirileni, mânevi olarak işaret edilenleri duyurmaya gayret göstermişlerdir. Din-i İslâm'ın ilk tazeliğini, Asr-ı saâdet devrinin yaşanmasını tüm hayatı boyunca sağlamaya çalışarak, etraflarına numune olmuşlar ve gelenlere yalnız Allah ve Resul'ünün sevgisini doldurarak, gerçek bir mümin, örnek bir müslüman, numune bir insan olmalarına gayret ederek irşad etmişlerdir. Beşeriyetin istifadesi için mübarek dillerinden dökülen sohbetleriyle gönüllere ışık saçıp yol göstermişler, eserler neşrederek Ümmet-i Muhammed'i tenvir etmişlerdir.

Her hâl ve ahvalde ihlâs, istikamet ve mahviyet üzere olmuşlar ve hep bunu tavsiye etmişlerdir. Keramete hiç değer vermemişler, bilâkis varlıktan yokluğa, yokluktan hiçliğe, hiçlikten fenâya inmek gerektiğini ve fâni olmak gerektiğini arz etmişlerdir.

Çok tertipli idi, güzel giyinirdi. Müslümanın numune olması gerektiğini söylerdi. "Nezih ve temiz olan İslâm dini'ni kimsenin pis göstermeye hakkı yok" derdi. Bu nedenle giyime kuşama çok önem gösterirler, bir müslümanın buna çok dikkat etmesi gerektiğini vurgular, hatta sakallı bir müslüman ise daha fazla dikkat etmesi gerektiğini her zaman söylerlerdi.

Helâl lokmaya ve kalbin takvâsına çok dikkat ederlerdi. Bunu tembihlerdi. "Gönülde Hakk olacak, gönülde ihlâs olacak" buyururlardı.

Halkın helâl harama bakmadığını, herkesin zevk ve safada, yaşayayım derdinde olduğunu söyler ve çok üzülürler, "Ebedi hayatın hesabını kimse yapmıyor" derlerdi.

"Bu yol gönül yoludur, hâl ile terbiye olunur. Söz olursa ricâ ile olur, emir olursa kaba kalır. Çünkü yolumuz nezafet yolu, mahviyet yoludur. Allah yolunda emir ancak ricâ ile olur. Emrin yapamayacağını ricâ yapar" buyururlardı.

Din-i İslâm'da bölücülük yapıp fitne çıkaranlarla yaptığı mücadeleden dolayı sadece o eserini görüp, içerisini okumadan tavır alıp kötü zan besleyen ve bölücü grupların yaydığı fitneler doğrultusunda iftira ve uydurulan haberlere kananlar bu Zât-ı âli'yi tanıyamamıştır.

Vefatlarından sonra bir yazı yazarak kendi zannını ortaya koyan, yalan, iftira ve hakaretlerde bulunan Mustafa Özcan'ın da yazısına cevap verilmiştir.

Zât-ı âlilerinin himmet ve tasarruflarının her an üzerimizde olması niyazıyla, Hâtem-i Nebi ve Hâtem-i Veli Efendilerimiz'e ve tüm Peygamberân-ı izam ve Evliyaullâh Hazerâtı'na nâmütenâhi salât ve selâmlar ederiz.

Bu ay içerisinde idrak edeceğimiz mübarek "Ramazan-ı Şerif Bayramı"nızı tebrik eder, Cenâb-ı Hakk'tan hayırlara vesileler olmasını niyaz ederiz.


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - Hazret-i Allah, Onu Kudsî Ruh İle Desteklemiş, Sevmiş Ve Seçmiş Tecelliyât-ı İlâhi İle Eşsiz Lütuflara Mazhar Kılmıştır. - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
Hazret-i Allah, Onu Kudsî Ruh İle Desteklemiş, Sevmiş Ve Seçmiş Tecelliyât-ı İlâhi İle Eşsiz Lütuflara Mazhar Kılmıştır.