Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ - Beyyine Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (2) - Ömer Öngüt
Beyyine Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (2)
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ
Dizi Yazı - Tefsir
1 Mayıs 2010

 

Beyyine Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (2)

 

Ehl-i Kitab'ın Küfrü (2)

Ehl-i kitab'ın küfrü, bile bile ve inâdî bir küfürdür. Onlardan Abdullah bin Selâm -radiyallahu anh- gibi çok az bir grup insan iman etmişti.

"Oysa kendilerine, dini yalnız Allah'a has kılıp O'nu birleyerek Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları, zekât vermeleri emredilmişti." (Beyyine: 5)

Halbuki Tevrat ve İncil'de onlara sadece tek olan Allah'a ihlâsla ibadet etmeleri emredilmişti. Fakat onlar kitaplarını tafrif edip değiştirdiler de hahamlarına rahiplerine taptılar, Allah-u Teâlâ'nın birliğini inkâr ettiler. Ayrı bir isimde ve küfürde kaldılar.

"Bu dimdik ayakta duran bir dindir." (Beyyine: 5)

Allah-u Teâlâ'nın emir buyurduğu, hakkında delil ve burhan indirdiği, seçtiği ve hoşnut olduğu bir tek dindir.

Allah-u Teâlâ bu din-i mübin'i hükmü ile emri ile indirdi. Bu din O'nun doğru olan yolunun dinidir, ancak bu din ile amel edilir. Bu din ile amel eden müslümandır, bu din ile amel etmeyenler; inkâr etmezse fâsıktır, inkâr ederse kâfirdir. Bu dini bozmaya ve yıkmaya çalışmak, hiç şüphesiz ki kâfirin küfür alâmetlerinden birisidir.

"Şüphesiz ki Ehl-i kitap'tan olsun müşriklerden olsun inkâr edenler cehennem ateşindedirler. Orada ebedî olarak kalacaklardır." (Beyyine: 6)

Gerek Ehl-i kitap ve gerekse müşrikler ebedî olarak cehennemde kalmayı mucip olan küfrü irtikap ettikleri için cehennemden aslâ ayrılmazlar, yanıp yakılırlar. Orası ebedî ikâmetgahlarıdır. Küfrün neticesi işte böyle ebedî azaptan başka bir şey değildir.

"Onlar yaratıkların en şerlileridirler." (Beyyine: 6)

Zira bunlar Allah-u Teâlâ'ya iftira etmişler, O'nun Peygamber'ini tasdik etmemişler, hidayeti bırakıp dalâleti satın almışlar, nefislerini küfür ve günahla kirletmişler, bunun için de ebedî saâdet ve selâmetlerini kaybetmişlerdir. Bunlar en kötü mahlûk, en aşağılık olanlardır, bu ise kesin bir hükümdür.

En şerli olanın yeri de elbette cehennemdir. Allah-u Teâlâ onları yaratıkların en kötüsü kabul ettiği halde, hayırlı olduklarını söyleyenler ne kadar câhildirler!

 

Ehl-i İslâm'ın İmanı:

Bedbaht kâfirlerin ve aşağılık müşriklerin derin sapıklıklarına karşılık, bahtiyar müminlere gelince; kâfirlerin küfrü, müşriklerin şirki kendilerini esfel-i sâfilîn'e indirirken, müminlerin imanı da onları A'lây-ı illiyyîn'e çıkaracaktır.

"İman edip sâlih amel işleyenler hiç şüphesiz ki yaratıkların en iyileridirler." (Beyyine: 7)

Bu da kesin bir hükümdür. Çünkü onlar Allah'a ve ahiret gününe gönülden inanmış, Peygamber'lerini tasdik etmiş, sâlih amellerle imanlarını tezyin etmiş, yaratılış gayelerini nazara almış, hidayet yolunu takip etmiş pek güzide kullardır. İnsan isminin gerçek mazharı bunlardır. Hadis-i şerif'e göre bazı meleklerden bile efdâldirler.

"Rabb'leri katında onların mükâfatı, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleridir." (Beyyine: 8)

Orada cismânî ve ruhânî nimetlere garkolacaklardır. Dünyada iken Allah-u Teâlâ'ya tam bir teslimiyetle bağlanan, ahidlerinde duran, küfürden ve diğer günahlardan nefsini sakındıran müminler cennetlerde bağlar ve bahçeler içinde, akan ırmakların kenarlarında huzur ve saâdet içinde yaşarlar.

"Orada ebedî olarak kalacaklardır." (Beyyine: 8)

Müminler Rabb'lerine iman etmenin, kulluk vazifelerini gönülden inanarak, samimiyetle yerine getirmenin büyük bir mükâfatı olarak cennetlerde emsalsiz lütuflara nâil olacaklar, ebedî olarak kalacaklardır.

"Allah onlardan râzı olmuş, onlar da Allah'tan hoşnud olmuşlardır." (Beyyine: 8 - Mücâdele: 22 - Mâide: 119)

Bütün gönüllerin aradığı kavuşma zevkinin en büyüğü bu rızâdır. O'nun rızâsı nimetlerin en büyüklerinden birisi ve mertebelerin en yücesidir. Ulviyeti her türlü tasavvurun fevkindedir.

"İşte bu, Rabb'inden korkanlar içindir." (Beyyine: 8)

"Haşyet"; korku manâsına gelen "Havf" dan daha şiddetli bir korku demektir. Bütün kemâlât işte bu Haşyetullah'ın içindedir.

Azamet-i ilâhî karşısında bu haşyete sahip olanlara büyük müjdeler vardır.


  Önceki Sonraki