Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
TASAVVUF'UN ASLI HAKİKAT VE MARİFETULLAH İNCİLERİ - Tarikat Ehlinin Zikri - Ömer Öngüt
Tarikat Ehlinin Zikri
TASAVVUF'UN ASLI HAKİKAT VE MARİFETULLAH İNCİLERİ
Dizi Yazı - Tasavvuf
1 Nisan 2010

 

TASAVVUF'UN ASLI
HAKİKAT VE MARİFETULLAH İNCİLERİ

Zikrullah'ın Kısımları (2)

 

2. TARİKAT EHLİNİN ZİKRİ:

Tarikat, kelime mânâsı itibariyle yol demektir. Tasavvuf dilinde ise Allah-u Teâlâ'yı bilmek, bulmak ve yaklaşmak için takip edilen ibadet yolu mânâsına gelir. Her müslüman için zaruri bir yoldur.

Allah-u Teâlâ:

"Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol tayin ettik." buyuruyor. (Mâide: 48)

Âyet-i kerime'de geçen "Minhac"ın mânâsı "Münevver bir yol" dur.

İmanın kemâle ermesi için münevver olan yola girilmesi lâzımdır.

Bedeni hastalıkların teşhis ve tedavisi için hâzık bir tabibe müracaatı emir buyurmuş olan Nebiyy-i zîşân -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hazretleri, mânevî hastalıklardan kurtulmak için de mânevî bir tabibe, Rabbânî bir âlime başvurmayı dini bir ihtiyaç olarak göstermiştir.

Tarikat ehline "Cehrî zikir" verilir. Bu zikre "Zâhirî zikir" de denilir. Mürid tekâmül ettikçe, kalbî zikre nâil olabilmek için yavaş yavaş hafî zikre alıştırılır.

Bir Âyet-i kerime'de şöyle buyurulmaktadır:

"Gerçek müminler o kimselerdir ki, Allah zikredilince kalpleri titrer." (Enfâl: 2)

Gönüllerini rahmet ümidi ve muhabbet heyecanı kaplar, muhabbetle karışık bir korku sarar. Allah-u Teâlâ'nın izzet ve celâlinden, kahır ve galebesinden dolayı korkuya kapılarak ürperir.

Allah-u Teâlâ her şey için bir sebep yaratmıştır. Muhabbetullah'ın husulüne sebep de zikrullahtır. O'nun sevgisine nâil olmak isteyenler zikrullaha devam etmelidirler.

 

ZİKRULLAH İÇİN TEŞKİL EDİLEN HALKALAR

Zikrullah yapılan mahaller cidden çok kıymetlidir. Nasıl ki yıldızlar yerden tane tane görülüyorlarsa, melekler de zikir meclislerini böyle yıldız gibi tane tane görürler. Yukarıdan o güzelliği seyrederler.

Zikrullah'ın topluca icrası için teşkil edilen halkaların fazileti hakkında da birçok Hadis-i şerif'ler mevcuttur.

Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivâyet edildiğine göre; Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

"Allah-u Teâlâ'nın yollarda dolaşıp zikir ehlini arayan melekleri vardır. Onlar Aziz ve Celil olan Allah'ı zikreden bir topluluğu bulunca: 'Aradığınız buradadır.' diye birbirlerini çağırırlar. Hepsi orada toplanıp onları dünya semâsına kadar kanatları ile çepeçevre kuşatırlar. Cenâb-ı Hakk onların hallerini meleklerden daha iyi bildiği halde sorar:

– Kullarım ne söylüyor?

– Seni tesbih edip zikrediyorlar. Tekbir getirip hamd ve senâ ediyorlar.

– Onlar beni gördüler mi?

– Hayır, vallahi seni görmediler!

– Beni görecek olurlarsa ne yaparlar?

– Sana daha çok ibadet eder, daha çok hamd ve senâda bulunurlar, daha çok tesbih ederler.

– Kullarım benden ne diliyorlar?

– Cenneti istiyorlar.

– Onlar cenneti gördüler mi?

– Hayır, vallahi görmediler!

– Görecek olurlarsa ne yaparlar?

– Cennete karşı daha düşkün, onu istekte daha kuvvetli ve ona rağbetleri daha büyük olurdu.

– Peki neden korkup bana sığınıyorlar?

– Cehennem ateşinden.

– Onu gördüler mi?

– Hayır, vallahi görmediler!

– Ya görselerdi?

– Ondan daha çok kaçar, daha çok korkarlardı.

– O halde sizler şahid olun ki, ben bu zikir meclisinde bulunanları mağfiret ettim.

Bunun üzerine meleklerden birisi der ki:

– Onların içindeki falan kimse onlardan değildir. O zikir için değil, şahsi bir iş için gelmişti.

Allah-u Teâlâ şöyle buyurur:

– Onlar öyle kâmil kimselerdir ki; onların meclisinde bulunan şâki olmaz sevaptan mahrum kalmaz." (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 2161)

Hadis-i şerif'ten anlaşıldığına göre;

Allah-u Teâlâ'yı zikretmek için bir araya gelmek çok faziletlidir. Zikrullah için toplanan sulehanın arasına katılan kimseler, aslında zikrullah için gelmemiş olsalar bile, aynen diğerleri gibi Allah-u Teâlâ'nın lütfedeceği her türlü lütuflardan istifade ederler.

Melekler zikrullah için toplanan kimseleri çok sevmekte, onlara yakından ilgi göstermektedirler.

Rahmet-i ilâhi'nin içinde bulunan insanlar sudaki balıklar gibidirler. İnsan da böyledir. Onun rahmet olduğunu dilediği kimseler görür.

Enes -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyururlar:

"Cennet bahçesine uğradığınız zaman meyvelerinden yiyiniz.

– Yâ Resulellah! Cennet bahçesinden murad nedir?

Zikrullah için teşkil edilen halkadır." (Tirmizî)

Zikrullah için toplanmanın faziletine Hadis-i şerif'te dikkat çekilmekte ve buna teşvik edilmektedir.

Toplu yapılan zikrullah, ayrıca İslâm'ın ruhu olan uhuvvet ve kaynaşmayı temin eder.

Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz, Ashâb'ından halka kurmuş bir cemaatin yanına geldi. "Niçin oturuyorsunuz?" diye sordu. Onlar da: "Bizi İslâm'a hidayet etmesinden ve bize bunu ihsân buyurmasından dolayı, Allah'ı zikir ve O'na hamd-ü senâ etmek için oturmuş bulunuyoruz." dediler.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz: "Sırf bu sebeple mi oturdunuz?" diye yemin verdi. "Evet" dediler, "Vallahi biz ancak zikir için oturduk."

Bunun üzerine Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurdular:

"Ben size inanmadığım için yemin vermedim. Lâkin bana Cebrail Aleyhisselâm geldi ve Allah'ın sizlerle meleklerine iftihar ettiğini haber verdiği için yemin vererek sordum." (Müslim: 2701)

Ashâb-ı kiram'dan Şeddad bin Evs -radiyallahu anh- ile Ubâde bin Sâmit -radiyallahu anh- buyururlar ki:

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz ile beraber bulunuyorduk.

"Aranızda garip yani ehl-i kitap var mı?" diye sordu.

"Hayır" dedik.

Bunun üzerine kapıların kapatılmasını emretti ve "Lâ ilâhe illâllah deyiniz." buyurdu. Bir saat kadar birlikte "Lâ ilâhe illâllah" dedik.

Resulullah Aleyhisselâm sonra da:

"Allah'a hamdolsun, sen beni Kelime-i tevhid'le gönderdin ve beni bununla memur kıldın. Cenneti de bana bunun üzerine vaad ettin, şüphesiz ki sen vaadinden dönmezsin." diyerek duâ etti ve buyurdu ki:

"Müjdeler olsun, Allah Azze ve Celle sizi mağfiret etti." (Ahmed bin Hanbel)

Zikrullah Allah-u Teâlâ'ya kurbiyeti sağlar, af ve mağfiret kapılarının en büyüğü o sayede açılır.

Ebu Müslim el-Eğarr -rahimehullah- der ki:

Ben şehâdet ederim ki Ebu Hüreyre ve Ebu Saîd-i Hudrî -radiyallahu anhümâ- Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-in şöyle söylediğine şehâdet ettiler:

"Sırf Allah'ı zikretmek için bir mecliste oturanları melekler halka çevirerek kuşatırlar, ilâhî rahmet onları kaplar, üzerlerine sekinet ve vekar iner. Allah-u Teâlâ, katında bulunanlara onlardan bahseder." (Müslim: 2700)

Abdullah bin Busr -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyururlar:

"Zikir ehlinin meclislerinin ganimeti cennettir." (Câmiüs'sağîr: 5781)


  Önceki Sonraki