Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Eğitim - Vatan Sevgisinin Ekonomik Boyutu ve Çocuklarımız - Ömer Öngüt
Vatan Sevgisinin Ekonomik Boyutu ve Çocuklarımız
Eğitim
Canan Büşra Kara
1 Ocak 2009

 

Vatan Sevgisinin Ekonomik Boyutu
ve Çocuklarımız!

 

Geçtiğimiz Aralık ayında okullarımızda "Yerli Malı Haftası" adıyla bilinen "Tutum Yatırım ve Türk Malları Haftası" boyunca çeşitli etkinlikler yapıldı. Bu etkinliklerin en gözdesi çeşitli yiyecek ikramları idi.

Seneler boyu yetişen nesillerimizde bu haftadan amaçlanan eğitimin verilememiş olduğunu görüyoruz. Zaten çeşitli ekonomik sıkıntılar ve dışa bağımlı durumumuzun en büyük sebeplerinden birisi de bu eğitim eksikliğidir.

Bu tür etkinliklerle çocuklara; tasarruf yapmak, milli kaynakların işletilmesi, yerli fabrikalar kurulması, paranın dış ülkelere gitmesini önlemek, temel tüketim maddelerini öz kaynaklardan karşılamak, ekonomimizi geliştirmek gibi amaçlar kazandırılmaya çalışılıyor. Ancak bunların çoğu kâğıt üzerinde kalıyor.

"Vatan sevgisi imandandır"

Ekonomik faaliyetlerimizde kendi kaynaklarımızı kullanmak ve tüketim harcamalarımızda yerli ürünleri tercih etmek de vatan sevgisinin gereğidir. İsraftan kaçınmak ise zaten dinimizin en mühim emirlerinden birisidir. Bizler bu bilinçte olmalıyız. Hemen her işte olduğu gibi bu hususta da çocuklarımıza bu bilinci aşılamak yine bizlere düşüyor.

İnsanların parasını, malını, eşyalarını, zamanını ve sağlığını gerektiği gibi koruması ve kullanmasına tutumlu olmak denir. Tutumluluk hiçbir zaman cimrilik demek değildir. Tutumlu insan eşyasını, malını düzenli ve temiz kullanır. Zamanını boşuna harcamaz. Kendisine ve çevresine yararlı işlerle geçirir gününü. Yalnızca kendimize ait olanı değil, elektriği, suyu, gazı, yiyecekleri, okulda kullanılan eşyaları, bize ait olmayan eşyaları kendimizinmiş gibi özenle korumalıyız. Topluma ve arkadaşlarımıza ait olan eşyalara zarar vermemeliyiz. Bu bilinç çocuklarımızın kötü alışkanlıklardan da korunmasına yardımcı olur, mutlu ve güvenli olur.

Bu özellikler aynı zamanda 54 farzdan sayılan bazı farzlardır.

Âyet-i kerime'de şöyle buyuruluyor:

"Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme! Büsbütün de saçıp israf etme ki, sonra kınanır, hasret içinde eli boş kalırsın." (İsrâ: 29)

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz de bir Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyuruyorlar:

"Halkın malında ve rızkında emanete malik olmak rızk bolluğunu, hıyanet ise bilakis fakır ve ihtiyacı celbeder"

Buradan anlaşılıyor ki, korunması gereken yerde malı korumalı, sarf edilmesi gereken yerde de lüzumunca harcamalıdır.

Bu alışkanlıklar küçük yaşlarda kazanılır. Eşyalarını, harçlığını tutumlu kullanan çocuk, boşa akan su musluğunu, gereksiz yanan lambayı kapatan çocuk, israf etmemeyi öğrenir ve bu güzel alışkanlığı büyüyünce de devam ettirir. Okul çağlarında zamanı iyi değerlendirme alışkanlığı kazanan insan bu huyundan vazgeçmez. O nedenle çocukları küçük yaşlarda tutumlu olmaya örnek olarak özendirmeliğiz.

Örneğin: Bir önceki aya göre düşük gelen faturanızın farkını belirterek geçen ay ailecek tasarruflu olup olmadığınızı öğrenebilirsiniz ve bu farkı aile kumbarasına atarak para biriktirebilir veya çocuklarınıza bir hediye alabilirsiniz. Böylece çocuklarımızı da tutumlu olmaya motive etmiş oluruz.

Tutum ve yatırım, ülkeler için de önemli bir konudur. Özellikle bütün dünyayı etkisi altına alan bir ekonomik krizin yaşandığı şu günlerde... Çünkü devletler de gelirleri ile giderlerini dengelemek zorundadır. Bir devlet eğer gelir ve giderlerini iyi ayarlarsa gelir kaynaklarını iyi yatırımlarda kullanırsa kalkınır, zenginleşir ve hiçbir devlete bağımlı kalmaz.

Çocuklarımızın ne kadar yabancı ve yerli malı yiyecek tükettiklerine, defter, kitap, oyuncak gibi eşyalarındaki süslemelerin ne kadar kültürümüzü yansıttığına bir bakalım. Durumun ecdadın kemiklerini sızlatacak ve onları incitecek seviyede olduğunu göreceğiz. Bu durumda "böyle gelmiş böyle gider " düşüncesi ile hareket edip ve susmak yanlıştır. Her nerede olursak olalım etrafımızdakilere bunların kültürümüzü ne kadar yansıttığını sorabiliriz? Böylece insanların kafasında bir soru işareti bırakabiliriz.

Çeşitli etkinliklere giden çocuklarımızın kafasına da lütfen yılbaşı şapkası, kral ve kraliçe tacı giydirmeyelim. Onların yerine kendi kültürümüzden gelen kıyafetler kullanalım.


  Önceki Sonraki