Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 175.SAYI - Ömer Öngüt
175.SAYI, Nisan 2008
Hakikat 175. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

"Çağırmak" mânâsına gelen "Dâvet" kelimesi, terim olarak hususiyetle "İslâm dinine ve İslâm dininin esaslarının uygulanmasına çağrı" mânâsına gelmektedir.

Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Kur'an-ı kerim'de "Allah'ın dâvetçisi" mânâsına gelen "Dâiyallah" olarak vasıflandırılmıştır.

"Ey kavmimiz! Allah'a çağıran (Muhammed'e) uyun ve ona iman edin ki Allah da sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi can yakıcı azaptan korusun." (Ahkâf: 31)

Onun size yaptığı iman çağrısını kabul edin ki, en şiddetli cehennem azabından sizi kurtarsın.

Peygamber'e gereken, yükümlü olduğu tebliğ vazifesini yapmak, bu ilâhi dâveti duyanlara gereken de, yükümlü oldukları şekilde ona inanmak, dinlemek, itaat etmek ve emirlerine uymaktır. Zira Allah-u Teâlâ ve O'nun yüce Resul'ü mutlaka iyiyi ve doğruyu emreder.

"Eğer yüz çevirirlerse, biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen yalnız tebliğ etmektir." (Şûrâ: 48)

Nitekim Ebu Hureyre -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şerif'lerinde Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

"Benim misâlimle sizin misâliniz şu temsile benzer: Bir adam var ateş yakmış. Ateş etrafı aydınlatınca pervaneler (gece kelebekleri) ve aydınlığı seven bir kısım hayvanlar bu ateşe kendilerini atmaya başlarlar. Adamcağız onları kurtarmaya (mâni olmaya) çalışır. Ancak hayvanlar galebe çalarak çoklukla ateşe atılırlar. Ben (tıpkı o adam gibi) ateşe düşmemeniz için belinizden yakalıyorum, ancak siz ateşe ateşe koşuyorsunuz." (Buhârî, Müslim)

Allah-u Teâlâ, Peygamber Aleyhimüsselâm Efendilerimiz'den sonra da peşpeşe vekillerini gönderdi. Her asırda ikaz ve irşadda bulundurdu.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde buyururlar ki:

"Allah-u Teâlâ bu ümmete, her yüzyıl başında dinini yenileyecek bir müceddid gönderir." (Ebu Dâvud)

Bunlar yüz senede bir, vazifeli olarak gönderilmiş olanlardır. Fitne ve fesadın arttığı bir zamanda Allah-u Teâlâ sevdiği ve seçtiği kullarından birini gönderir, o ifsadı kaldırır.

Fakat her yüzyıl başında gönderilenlerden ziyade, bin senede bir gönderilenler de vardır, bin seneden sonra gönderdiği ikinci bin yılın müceddidi onlara katiyyen benzemediği için ona ayrı bir ilim verilmiştir. Ona verilen kemâlât çok büyüktür. Yüz senede bir gönderilenlerle bin seneden sonra gönderilen arasındaki farkın büyüklüğü buradan doğmaktadır.

Bir diğer Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyuruyorlar:

"Ümmetimin âlimleri benî İsrâil'in peygamberleri gibidir." (K. Hafâ)

Resulullah Aleyhisselâm'a emir buyurulan tebliğ vazifesi, dini tebliğe ve tazelemeye memur oldukları için, bu peygamber vârislerine de şâmildir.

Hususiyetle bu âhir zamanda durum çok daha korkunçtur. Son sayılarımızda arzettiğimiz hakikatlere, Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif'lere dikkat ederseniz bu zamandaki insanların ve imanların bu korkunç durumlarını daha iyi kavramış olursunuz.

İşte bütün bu neşriyat, bu ateşe düşülmemesi için bir davettir. İçimizden kopup gelen bir haykırmadır. "Ey insanlar! Ey müslümanlar! Nereye gidiyorsunuz? Neresi için çalışıyorsunuz?"

"Asıl hayat, ahiret yurdundaki hayattır. Keşke bilmiş olsalardı." (Ankebût: 64)

"Onlar dünya hayatının yalnız görünen dış kısmını bilirler. Ahiretten ise tamamen habersizdirler." (Rûm: 7)

Allah-u Teâlâ işte bizi bu gerçek ve sonsuz hayattan haberdar etmek için, imtihanımızı imanla vermemiz için davetçiler göndermiş ve bizi onlara iman etmekle mükellef kılmıştır.

Bu hakiki davetçilerin insanları imana davet etmeleri, ebedî kurtuluşları için bir çırpınış gibidir. Çünkü onlar ahiretten haberdar edilmişlerdir. Bu günümüzü ve ebedî hayatı bir hayat çizgisi gibi temaşa ederler. Bizi ateşten korumak için, kurtarmak için kendilerini feda edercesine gayret gösterirler.

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - İmana Dâvet Ve İmana Dâvet İçin Gönderilenler - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
İmana Dâvet Ve İmana Dâvet İçin Gönderilenler