“PKK teröristleri mi daha tehlikeli?”, “Amerikan-İsrail maşası Kuzey Irak Kürt önderleri mi daha tehlikeli?” Yoksa “Roj TV mi daha tehlikeli?”
“Kürt sorunu” dediler, “Terör sorunu” dediler, onu dediler, bunu dediler. Ancak meselenin özünü halkımızdan gizledik. Hatta belki daha kötüsü işin özünü kavramaktan aciz kaldık. Fitne aldı başını yürüdü.
Teröristle dağda savaşırsınız, olmadı terörü destekleyenlerle topyekün savaşa girersiniz. Ancak olayın boyutlarını ve bize karşı yürütülen savaşın diğer cephelerini göremezseniz, küçümseyip görmezden gelirseniz kazandığınız başarılar, elde ettiğiniz muzafferiyetler uzun ömürlü olamaz.
Bugün savaşlar sadece silahla yapılmıyor. Medya ile, ekonomi ile, buna benzer farklı yöntemlerle çok cepheli, alışık olunmayan yöntemlerle saldırılar yapılıyor.
Daha önce de değişik vesilelerle duyurmaya çalıştık. “Kürtler Ermenileştirilmeye çalışılıyor.” diyerek, meselenin tehlike boyutuna kuvvetle işaret etmeye çalıştık. Yani sömürgeci, fitneci, yamyam zihniyetli Batı ülkeleri iki yüzyıl önce Ermeni milletinin kalbine kin ve düşmanlık tohumları ekmeye başladı. Bu vahşi politikanın semeresi, yüzyıl önce, Van’da, Diyarbakır’da, Erzurum’da... binlerce müslüman kardeşimizin katli ve nihayetinde Ermenilerin tehciri kararı ile karşımıza çıktı.
“Şark meselesi” adını verdikleri meselenin bir ucunda Ermenileri kullanmak istediler. Çok büyük zararlar gördük, hâlâ görmeye devam ediyoruz. Ermeniler de isyanlarının karşılığını gördü.
Benzer bir plan bugün müslüman Kürt kardeşlerimiz üzerinde oynanıyor. Gönüllere kin ve düşmanlık tohumları ekilmeye çalışılıyor. Halbuki bugün meselâ Kerkük’e gidin, Kerkük’ün yerlisi; Türkmen, Arap, Kürt ile konuşun. Size “Bizim aramızda bir sorun yok, kız alıp vermişiz, hepimiz müslümanız” diyeceklerdir.
Ancak son birkaç on yıldır Kuzey Irak medyası olsun, bizim vatandaşlarımıza yönelik yayınlar yapan Roj Tv gibi kanallar olsun, çok tehlikeli, çok zehirli bir dil ile yayın yapıyorlar. Irkçı bir dil kullanıyorlar. Halkı zehirli bir dil ile “Türk düşmanlığı”na yönlendiriyorlar.
İşte “Ermenileştirmeye çalışıyorlar” derken söylemek istediğimiz konu budur.
Ermeniler hususiyetle Kürt kardeşlerimizi kesmeye başlamadan yaklaşık yüz yıl önce bölgeye misyonerler, yabancı okullar, ajanlar dadandılar. Arkasından Taşnaklar, Hınçaklar türedi. Ermenilerin belki yarısı belki daha fazlası bu ırkçı ve soykırımcı Ermeni faşistler gibi düşünmüyordu. Ancak silahla önce kendi ırkdaşlarını sindirdiler. Bugün Ermenistan denilen devlette yüz yıl öncesinin bu faşist terör örgütünün uzantıları iktidarda. Aykırı bir ses ortaya çıktığı zaman önce kendi ırkdaşını öldürüyor, meclis basıyor, katliam yapıyor.
Bugün Ermenistan’da basın bunların elinde, eğitim buna göre yapılıyor. Her çocuk daha gözünü açar açmaz “Soykırım anıtı” denilen yerlerde yalan yanlış resimlerle beyni yıkanıyor.
Yunanistan’da da benzer bir durum var. “Katliamcı Türk”, “BarbarTürk”... buna benzer zihniyet tarih dersi adı altında çocukların beynine kazınıyor.
Şimdi Ermenistan olsun Yunanistan olsun bu ülkeler ellerine fırsat geçse, anlaşma imiş, iyi ilişkilermiş falan dinlemezler. Kendilerinde bir güç görmüş olsalar bir gün beklemez bize silah çekerler. Kin, bu derece damarlarına işlenmiştir. Kinleri onların putları olmuştur. Bu yüzden daima bunlara karşı uyanık olmamız gerekmektedir.
Batı dediğimiz yamyam, faşist sömürgeciler Ermeni milletini kin ve düşmanlık putuna tapınan bir ucubeye dönüştürürken zerre tereddüt etmediler.
Bugün benzer şeyleri Kürt kardeşlerimize yapmaya çalışıyorlar. PKK denilen terör örgütü dağdaki üç-beş bin teröristten ibaret değil. Yüzde vermek belki yanıltıcı olabilir ancak dörtte bir, beşte bire yakın bir taraftar kitlesi var. Bu insanlar her gün Roj tv gibi kanallardan, halk önderiyim diye ortaya çıkan zehir tacirlerinden, Amerikan ve bilumum küffar ajanlarından zehir alıyorlar. Daha önce bu zihniyetin partisinde Batman il başkanlığı yapan bir vatandaşımız o günlerde görevinin başında iken açıklama yaptı. “Amerikan elçiliğinden gelen görevliler bizden ayrılıklarımızı öne çıkarmamızı istiyorlar” dedi.
Bu PKK zihniyeti zaten bir kısım Ermenilerin de duhulü ile türemiş bir zihniyettir. İflah olmaz bir kin, düşmanlık ve ihanet damarlarına işlemiştir. Devletin otobüsünü yakanlar, kapkaç yaparken gözünü kırpmadan insanları öldüren çeteler, hatta dilimizin varmadığı şenaatleri işleyen çeteler bu gibi iflah olmaz kin ve düşmanlık zihniyetinin neticeleridir. Her türlü katliamı, her türlü tecavüzü kendilerinden görmedikleri masum insanlara uygulamayı adeta bir hak gibi görürler.
Şu içinde yaşadığımız günlerde meselenin ciddiyeti o kadar da gün yüzüne çıkmıyorsa bunun en büyük sebebi 40 yaş ve üzerindeki insanların bu zehirleri küçüklüklerinde bu kadar yoğun teneffüs etmemiş olmalarıdır.
Bu zehri, bu kin ve düşmanlık fitnesini akıtan körükleyen Avrupa’dır, Amerika’dır. Bu fitnenin önünü almakta en büyük sorumluluk devleti idare edenlerde, ikinci olarak müslüman Kürt kardeşlerimizdedir. Bugün için PKK ve zihniyeti azınlıkta olabilir, ancak bu zehri akıtmasına ses çıkartılmazsa ileride çok büyük sıkıntılar ortaya çıkabilir.
Binaenaleyh dağda terörist peşinde nasıl azimle bir takip yapılıyorsa bu PKK zihniyetine karşı her yerde ve her sahada çok büyük bir azimle takip yapılmalı, her türlü fitne ocağı kurutulmalıdır.
Meselâ Roj tv denilen PKK yayın organı halen Danimarka’dan her türlü kinini kusmaya devam ediyor. Halbuki devlet olarak topyekün ve büyük bir kararlılıkla üzerine gidilmiş olsa hiçbir ülke bu yayına izin veremez. Bizde bu güç var. Ancak sorumluluk mevkiindekiler tehlikenin farkında değil, uyuyor.
Bakın terör olayları sebebiyle bütün Türkiye’de olduğu gibi Avrupa’daki Türkler de gösteriler yaptı. Bu haklı tepkiyi bile çok gören bazı Avrupa devletleri, o demokratik bilmem ne ülkeleri gençlerimize işkence yaptılar. Bunların beslemeleri hemen o zehirli teraneye başladılar.
“Avrupa Demokratik Kürt Toplulukları Koordinasyonu (CDK) Avrupa ülkelerinde Kürtlere yönelik son saldırıların arkasında konsoloslukların olduğunu bildirdi.
... - Türk devletinin tüm kurumları ile içinde yer aldığı bu ırkçı şövenist saldırılar, en başta da Türk halkına ve Türkiye”ye büyük zararlar verecektir.
- Türk yetkililerini bu akıl dışı toplumsal hezeyanın önünü almaları için sorumluluklarının gereğini yapmaya çağırıyoruz. Aksi taktirde Kürtlere yönelik bu linç saldırılarının sonucunda, halklar arası çatışmaların başlaması kaçınılmazdır.
...
- Kürt halkına sesleniyoruz, bu faşist saldırılara karşı kurumlarınızı ve halkınızı sonuna kadar savunmak, sizlerin en meşru, demokratik ve insani görevinizdir. Bu konuda tüm yurtseverlerimizi duyarlılığa ve göreve çağırıyoruz.” (PKK yandaşı Fırat Haber Ajansı’nın haberi, 29.10.2007)
İşte görüyorsunuz PKK aleyhindeki her hareketi şovenist olarak yaftalıyorlar. Ve hatta her fırsatta insanları çatışmaya teşvik edici zehirli bir dil kullanıyorlar.
Takip edenler bilirler, Amerika baskısından sonra çark eden Kuzey Irak yöneticilerinden Neçirvan Barzani Kuzey Irak basınından PKK’yı övücü yayın yapmamalarını istedi. Kuzey Irak medyasında yapılan yayınların durumunu buradan anlayın.
Ey müslüman kardeşim! PKK Kürtlerin temsilcisi değil, Avrupa’nın zehirli dilinin çatalıdır.
Bu zehirli dil Kuzey Irak’ta da faaliyettedir. “İsrail komanda gönderdi mi göndermedi mi?” diye kafa yoracağımıza biraz da işin bu boyutu üzerinde kafa yormalı, bu tehditlere karşı da gerekli tedbirler alınmalıdır. Bin yıllık kardeşlerimiz akrabalarımız adamların elinde 10-20 yıl içinde burnundan soluyan düşmanlar haline getiriliyor, kimse işin ciddiyetinin farkında değil. Tutturmuşuz dost-müttefik teranesi kendi kendimizin elini kolunu bağlıyoruz.
“Türk devletinin olası 'sınırötesi' operasyonuna karşı Kürdistan Sınırlarını Savunma-Gençlik İnisiyatifi tarafından Süleymaniye’de gönüllü askerlik kampanyası başlatıldı. ... Kent merkezlerine dağıtılan bildirilerde Türk devletine sert uyarılar yapılırken, Kürt gençlerine de olası saldırılara karşı direniş çağrısı yapılıyor. ''Kürtler artık düşmanlarını iyi tanıyor'' denilen bildiride şu ifadeler yer aldı: ''Biz Kürdistanlı gençler olarak bütün diğer kardeşlerimiz ile birlikte kanımızın son damlasına kadar Türk devletine karşı Kürdistan'ı savunacağız. Türk devletine karşı öyle bir direniş sergileyeceğiz ki Türkleri Kürdistan'a girdiklerine pişman ettireceğiz. Onun için bütün gençler en kısa sürede askerlik şubelerine giderek olası bir saldırı karşısında ön kayıtlarını yapmalıdır.'' (PKK yandaşı Fırat Haber Ajansı’nın haberi, 21.10.2007)
“Türkiye’nin Güney Kürdistan’a yönelik operasyon tehdidi ve sınıra asker yığması ardından Kürt Ulema Başkanı Mele Ahmed Şirnaqî, Türk ordusuna karşı cihat ilan etti. Şirnaqî, ‘Türk ordusu gelirse işgalci olarak tanımlayacağız. Kürtlere inkarcı yaklaşan bir devleti kabul etmeyeceğiz. Bütün Kürtler işgale karşı savaşmalı’ dedi. ... ANF’ye konuşan Şirnaqî, ... ‘Zaten Türk devleti Kürdistan'ı yıllardan beri işgal etmiştir. Biz Kürtlere karşı en ufak bir kardeşlik gösterisi ve esprisinde bile bulunmamıştır. Biz Türk devletini ve hükümetini bu haliyle nasıl kabul edebiliriz?’ diye sordu. Kürtlerin eski Kürtler olmadığını söyleyen Şirnaqî, Kürdistan imamları olarak yaptıkları toplantılarda halkı cihat için hazırladıklarını söyleyerek şöyle dedi: ‘Cuma günü bütün hutbelerimizi Türk ordusuna karşı cihadın nasıl ve neden yapılması gerektiğini, gerekliliğini anlattık. Geldiklerinde resmi olarak bütün hutbelerimizde cihat çağrısı yapacağız’...” (Aynı ajansın haberi, 03.11.2007)
Bu zehirli dilin neticelerini görüyor musunuz? Türkiye’yi tam bir düşman olarak tanıtmışlar. Tanıtmaya çalışıyorlar. Böyle alim müsveddeleri ile de işi pekiştiriyorlar.
On bin kilometre öteden Amerika geliyor, Türk basını Amerikan aleyhtarı yayın yapmasın diye baskı yapıyor. Bazı yazarlar işinden oluyor. Biz ise kendi ülkemizde kendi aleyhimizde yayın yapılmasına engel olamıyoruz. En büyük ihaneti, en büyük düşmanlığı dost-müttefik dediğimiz Avrupa’sından Amerika’sından görüyoruz. Bu kadar acizlik, bu kadar basiretsizlik nerede görülmüştür.
Adam dağda terör eğitimi almış, ovada terör örgütü üyeliğinden ceza almış, sen milletvekili olmasına bile engel olmamışsın. Sonra “Dağdan in siyaset yap!” diye çözüm üretmeye çalışıyorsun. Bu gibi fitne ve kin deryasına garkolmuş zihniyeti izole edip, sesini kısmaktan başka uygulayacağınız her yöntem fitnenin büyümesinden başka bir işe yaramaz. Kanser olmuş bir uzvu kesip atmazsanız bütün vücut kanser olur.
Hangi Avrupa ülkesi kendi memleketinde devleti aleyhine, milleti aleyhine bu derece şiddetli ve hâince yayınlara müsade eder? Hangi Batı ülkesi bir başka Batı ülkesinde böyle bir yayın yapılması için zemin hazırlar, destek verir?
Bütün dünyayı karıştırmak, insanları kobay faresi gibi kullanıp ellerinden memleketlerini, zenginliklerini almak bu barbar sömürgecilerin en büyük zevkidir. Aynı şeyleri bu coğrafyada tekrar tekrar uygulamak istiyorlar.
Unutulmasın bu PKK denilen terör ve katliam zihniyeti eline fırsat geçmiş olsa önce kendisine tabi olmayan Kürtleri sindirmek isteyecektir.
Tehlike çok büyük. Düşman 10 yıl 20 yıl sonrasını hesap ederek, zehrini ona göre akıtarak hareket ediyor. Yarın büyük sıkıntılar doğduğunda “Eyvah!” demenin vakti geçmiş olur!
Müslüman Kürt kardeşlerimizi bu zehirden kurtaralım.