Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Eğitim - Gençlik Devresi - Ömer Öngüt
Gençlik Devresi
Eğitim
Canan Büşra Kara
1 Ekim 2007

 

Gençlik Devresi
"Sen Bana Karışamazsın!!"

 

Her insanın hayatında çocuklukla erişkinlik arasında, "gençlik" adı verilen uzun bir dönem yer alır. Ortalama on ikinci yaştan yirmi bir yaşına dek uzanan bu çağ önemli değişikliklerin belirdiği, hızlı bir büyüme ve olgunlaşma çağıdır.

Dengeli ve uyumlu ilkokul çocuğu gider, yerine oldukça tedirgin, güç beğenen ve çabuk üzülen bir genç gelir. Bu genç sinirlenir, olur olmaz şeyi sorun yapar. Tepkileri önceden kestirilemez olur. Derslere ilgisi azalmış, çalışma düzeni bozulmuştur. İstekleri artmıştır. Kendisine tanınan hakları yetersiz bulur.

Bu yaşlarda toplumsal olaylara ilgi artar. Ana babasını sınamaktan da kendini alamaz. Başka bir deyişle, karşı çıkmak için karşı çıkar. Bunun en belirgin örneğini şu öyküde bulabiliriz: Gencin biri bir gömlekçiye gider ve kendine bir gömlek seçer. Parasını öder. Tam çıkarken satıcıya sorar: "Annem babam beğenirse geri getirebilir miyim?".

Kısacası ilk gençlik ve gençlik çağı oldukça fırtınalı bir dönemdir.

Hadis-i şerif'te: "Gençlik delilikten bir şubedir." buyurulmaktadır.

Kimi gençte bu dönem daha gürültülü geçer. Kimi gençte de az bir çalkantı ile atlatılır.

Bazı çocuklarda isyan derecesine varan bu karşı çıkmalar, içinde bulunduğumuz zamanda daha sık karşılaşılan bir durumdur. Bir eğitim yuvası olması gereken çevre ve toplum, artık maalesef kötülük yuvası haline gelmiştir. Günümüz medyasındaki diziler ve filimler ergenlik çağındaki gençleri olumsuz örneklerle özdeşleştirmekte, bu durum gençlerimizin kötü örnekleri normal gibi algılamasına sebep olmaktadır. Bu zararlı aşılar gençleri olumsuz davranışlara özendirmektedir. Bu nedenle "genç" tıpkı toy bir sürücü gibi arabasını doğru yolda tutmaya çabalamakta, ama sağa sola yalpa yapmadan yol alamamaktadır.

"Ben kimim?", "Ne olacağım?", "Toplumdaki yerim neresi?" sorularını bilinçli bilinçsiz olarak kendi kendine sorar. Kişiliğinin oluştuğu bu devrede "genç" önce ana baba etkisinden sıyrılmaya çalışır.

Dünyaya gelmeden bile hayatınıza, düşüncelerinize ve düşlerinize karışan, dünyaya geldikten sonra özellikle annesinin hayatının her alanına müdahale eden, kimi zaman onun için uykusuz, kimi zaman onun için sıcak yemek dahi yiyemediğiniz, birçok kez ihtiyaçlarınızı dahi gideremediğiniz, onun için" her şeyin iyisini" temenni ettiğiniz çocuğunuz, bir gün büyüyüp genç olma yolunda yürürken size: "Sen bana karışamazsın! Bu benim hayatım!" diyebilir.

Genç artık anadan, babadan öğrenecek fazla bir şey kalmadığı kanaatindedir. Öğütler batar, uyarılar onu kızdırır. Maalesef bir çok ebeveyn de durup durup bu çağda çocuklarını eğitmeye kalkarlar, "Korkuyorum, dini bilgisi de yok, bana da ağzımı açtırmıyor!" diye endişelerini dile getirirler. Acı fakat bir o kadar da gerçek olan şudur ki: "Çocuğunuzu eğitmek için artık geç kalmışsınızdır!". Atalarımız boşuma "Ağaç yaşken, eğilir" dememişler.

Gençlik çağı bağımsızlık çağıdır. Topluma karışma çağıdır. Genç evden kopar, çevreye yönelir. Arkadaş kümesi içinde bağlılığa ve dayanışmaya önem verir. Ana baba da gencin kötü arkadaşlara uyup baştan çıkacağından korkar. Sıkı denetleme ve kimi arkadaşlarını yasaklama yoluna giderler. Bu ise genci daha çok sokağa itebilir.

Bu yaşta ebeveynler gençlere destek olmalılar, akıllıca denetlemeliler ve uyarılarını akıllıca yapmalıdırlar. "Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" misali dolaylı anlatımlar bu çağda daha sağlıklı bir nasihat yolu olabilir. Anne-baba ile sağlıklı, saygılı ve sevgi dolu bir iletişim bu çağda çok önemlidir.

Âyet-i kerime'de şöyle buyuruluyor:

"Affeder, kusurlarına bakmaz, günahlarını örterseniz, şüphe yok ki Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir." (Teğabün: 14)

Eğer bu ana kadar geçen zaman dilimini iyi kullanmış, çocuğunuza imanı ve İslâm'ı öğretebilmiş iseniz; "Ne mutlu size!". Gönlünüzü ferah tutun, dilinizden de "dua'yı" eksik etmeyin. Çünkü öyle bir devirde yaşıyoruz ki, Hazret-i Allah'ın lütfu ve yardımı olmadan, hiçbir insan istikametini bulup iyi işlere yönelemez. Allah'ımız çocuklarımızı muhafaza etsin, hayırlı evlâtlar yetiştirmeyi nasip etsin.


  Önceki Sonraki