Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 167.SAYI - Ömer Öngüt
167.SAYI, Ağustos 2007
Hakikat 167. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

Hükm-ü ilâhî'yi inkâr eden kâfirler; imandan sonra küfre düşen ve küfrünü gizleyen münafıklar; küfran-ı nimet içerisinde Allah-u Teâlâ'ya hasım kesilen dünya kodamanları. Bu üçünü izah edeceğiz. Hükm-ü ilâhi'yi, bunların Allah katındaki durumlarını ve âkıbetlerini ortaya koyacağız.

Ve size bunca zamandır bunlar tarif ediliyor. Âkıbetleri de arzedeliyor. Dinleyen dinledi, dinlemeyen kaydı gitti. Tekrar tekrar arzediyoruz; bunların peşinden kimse cehenneme gitmesin diye!..

"İnsan sınıflarından her birini biz o gün imamlarıyla beraber çağıracağız." (İsrâ: 71)

Ve hiçbir zaman kayanlardan mesul değiliz. Zira önüne Âyet-i kerime, Hadis-i şerif konmuş, görmemiş, kaymış. Kendisine aittir. Ahirette hiçbir dostu olmaz.

Nitekim Hadis-i şerif'te şöyle buyuruluyor:

"Ümmetim benden sonra yetmişüç fırkaya ayrılacak. Bir fırka müstesnâ diğerleri hep ateştedir.

- Onlar kimlerdir yâ Resûlellah?

– Benim ve ashabımın yolunda olanlardır." (Ebu Dâvud)

Binaenaleyh bu âkıbete düşmemek için; halkı uyandırmak, müslümanları ikaz etmek için; size bunca zamandır bunlar tarif ediliyor. Âkıbetleri de arz ediliyor.

Allah ve Resulü'nün, ashabın yoluna davet ediliyor. Kimseden çekinmeden, hiçbir kodamandan, hiçbir zalimden çekinmeden bu neşriyat yapılıyor.

Kâfir zaten biliniyor, "Ben kâfirim!" diyor. Münafık ise "Ben müslümanım!" der, hatta "Ben en iyi müslümanım!" der. Ancak nifakını gizler. Allah-u Teâlâ'nın hükmünü gizlice ortadan kaldırmak ister. Küffarla işbirliği yapmak en önemli vasfıdır.

Dünya kodamanlarına gelince; bunların elinde her türlü imkân olduğu, para ve makam sahibi oldukları halde, hepsini kendi nefislerine malederler, kibirlendikçe kibirlenirler, hiçbir hakikatı duymak istemezler. Nefis her zerresini işgal etmiş, "Ben!" diye kendi putunu ortaya koymuştur. Bütün bu nankörlüklerine rağmen Allah-u Teâlâ merhametinin bir tecellîsi olarak bunlara hükmünü hatırlatacak tebliğciler gönderir.

Ancak bunlar kendilerine Allah-u Teâlâ'nın hükmü hatırlatıldığı zaman iman etmeyi kibrine yediremez. Kendilerine ilâhi hüküm tebliğ edildikçe büsbütün uzaklaşırlar.

Nitekim defalarca Hazret-i Allah'ın hükümlerini hatırlattık. Mâide: 51, Âl-i imran: 28, Nisâ: 144 ve buna mümasil Âyet-i kerime'leri bir bir önlerine serdik. Bu büyük bir nimet değil midir?

"Ey iman edenler! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, o onlardandır." (Mâide: 51)

Allah-u Teâlâ'nın hükmü hatırlatılıyor. Ne kadar büyük bir nimet!

Oysa bunlar ne yapıyor? Bu hükümlere iman etmeyi kibirlerine yediremiyorlar, nefislerinin heva ve hevesini ilâhi hükmün yerine koyuyorlar. Bu gibilerin durumu şeytanın durumuna benzer.

"Rabb'in meleklere: 'Ben çamurdan bir insan yaratacağım.' demişti.

'Onu düzenlediğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın!'

Bunun üzerine bütün melekler hemen secde ettiler. Yalnız İblis secde etmedi. O büyüklük tasladı, böylece kâfirlerden oldu." (Sâd: 71-74)

Şeytan, Allah-u Teâlâ'nın hükmünü beğenmedi, O'nun emrini dinlemedi. Bu hareketi ile "Büyüklük taslamış" oldu, "Kâfir" oldu. Görüldüğü üzere Allah-u Teâlâ'nın emrine karşı büyüklük taslayarak emre itaat etmemek de küfürdür, şeytanî bir harekettir.

Bunlar Allah-u Teâlâ'nın hükmünü beğenmemekle, küfür taraftarı olmakla çoktan yoldan çıktılar, küfrün safına dahil oldular. O kadar ki, bu hükümleri hatırlatan müminlere hasım kesiliyorlar. Nemrut'un İbrahim Aleyhisselâm'a ve inananlara olan düşmanlığı gibi büyük bir kin ve kibir içerisindeler.

"Dediler ki: 'Eğer bir iş yapacaksanız, şunu yakın da ilâhlarınıza yardım edin!'

Biz de: 'Ey ateş! İbrahim'e karşı serin ve selâmet ol!' dedik.

Böylece ona bir tuzak kurmak istediler, fakat biz onları daha çok hüsrana uğrattık."(Enbiyâ: 68-70)

Bu gibi dünya kodamanlarının Allah-u Teâlâ'nın hükmünü hatırlatan ve imana davet eden vekillerine karşı kurmaya çalıştıkları tuzaklar, çevirdikleri hileler aslında kendi kendilerini aldatmaktan başka bir şey değildir. Fakat farkında olmazlar:

"Böylece biz her memleketin ileri gelenlerini (kodamanlarını veya idarecilerini) en büyük günahkârlar yaptık ki, orada hileler çevirsinler. Halbuki onlar aslında yalnız kendilerini aldatıp hile yaparlar, amma farkında olmazlar." (En'âm: 123)

Her yapan kendisine yapıyor. İyinin iyiliği kendisine, kötünün kötülüğü de kendisine!

Bu ay içerisinde idrak edilecek olan "Miraç ve Berat Kandili"nizi tebrik eder, Cenâb-ı Hakk'tan hayırlara vesile olmasını niyâz ederiz.

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - Küffar Ehli; Münafıklar; Dünya Kodamanları! - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
Küffar Ehli; Münafıklar; Dünya Kodamanları!