Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 160.SAYI - Ömer Öngüt
160.SAYI, Ocak 2007
Hakikat 160. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

Cenâb-ı Hakk Âyet-i kerime'sinde:

"Festakim kemâ ümirte = Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!" buyuruyor. (Hûd: 112)

Bu emr-i şerif mucibince İslâmiyet'in nezâfeti O'nun hükmü altındaki doğrulukla kâimdir. Bu emir, imanda böyle, İslâm'da böyle, abdestte böyle, gusülde böyle, namazda böyle, zekâtta böyledir. O'nun emri olduğu için!.

İman; nezâfettir, temizliktir. Küfür; necâsettir, murdarlıktır, pisliktir.

"De ki: "Murdarla temiz bir olmaz, murdarın çokluğu hoşuna gitse de bu böyledir." Öyleyse ey akl-ı selîm sahipleri! Allah'tan korkun ki kurtuluşa eresiniz!" (Mâide: 100)

Nezâfetin kaynağı İslâm'dır. Küfür ise necâsetin kaynağıdır. Küfre meyleden, gürültü ve gösterişe aldanıp imanı kayanlar bu murdarlığa ortak olurlar. Bu kadar tehlikelidir.

İmanların kaymaması için, imanımızı muhafaza için Cenâb-ı Hakk'ın emrine riâyet şarttır. Aksi takdirde büyük bir ateş dokunabilir.

Dikkat ederseniz, Hıristiyan Haçlı Papası bu İslâm vatanına geldi, sinsi yüzünü gösterdi ve gitti.

Daha önce gerçek yüzünü; küfrünü, necâsetini ortaya koymuştu.

Zira, "nezâfetin, nûrun, iman ve hakikatin kaynağı", "Cenâb-ı Allah'ın sevgilisi" Resulullah Aleyhisselâm'ı inkâr etmekle yetinmedi, ona hakaret etti, iftira attı. Hâşâ "Şerden başka, kılıçtan başka ne getirmiştir?" dedi.

O kadar büyük bir yalan ortaya attı ki, kâfirler bile inanmakta zorlandı. Kurdukları küfür düzenini kuvvetlendirmek, insanların Allah yoluna dönmelerini engellemek için, hakkı ve hakikati gizlemeye, hatta karalamaya çalıştı. Böylece kendi kendini karalamış, murdarlığına murdarlık, pisliğine pislik katmış oldu.

Allah-u Teâlâ bu gibi kâfirlerin "En şerli mahlûk" olduğunu haber veriyor:

"Şüphesiz ki ehl-i kitaptan olsun müşriklerden olsun inkâr edenler cehennem ateşindedirler. Orada ebedî kalacaklardır. Onlar yaratıkların en şerlileridirler." (Beyyine: 6)

Bu gibi küfür ehli "en şerli mahlûk"ların varacağı yer cehennemdir:

"Onlar ve azgınlar tepetakla oraya atılırlar. İblis'in bütün askerleri de." (Şuarâ: 94-95)

"İnkâr edenler ve Peygamber'e baş kaldırmış olanlar, kıyamet günü hak ile yeksan olup yerin dibine geçirilmeyi ne kadar isterler ve Allah'tan hiçbir söz gizleyemezler." (Nisâ: 42)

Binaenaleyh Muhammed Aleyhisselâm'ı kabul etmeyen bir kimse kâfirdir. "Allah'a inanıyorum." ya da "Allah'ı seviyorum." şeklindeki beyanları hükümsüzdür.

Hıristiyanlar olsun, yahudiler olsun, onun geleceğini biliyor ve bekliyorlardı.

"Kendilerine kitap verdiklerimiz onu, öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen onlardan bir grup, bile bile gerçeği gizlerler."(Bakara: 146)

"Varlığım kudret elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki; bu ümmetten yahudi olsun hıristiyan olsun, kim benim peygamberliğimi duyar da benim getirdiğime iman etmeden ölürse mutlaka cehennemliklerden olur." (Müslim: 153)

Bu hakikatler böylece ortada iken küfürde kalmayı tercih ettiler. Hatta küfürlerini kuvvetlendirmek için Allah'ın peygamberine hasım kesildiler, iftira attılar. Tarih boyunca bu böyle olduğu gibi bugün de böyledir. Resulullah Aleyhisselâm'a iftira atmak Vatikan'ın gizli siyasetidir. Papa değişir bu siyasetleri değişmez. Kimisi gizli yapar, kimisi aleni yapar. Küfrün de dereceleri vardır. Kimisi küfürde çok ileri gitmiş, azabına azap katmıştır. Bugünkü Papa da bunlardan birisidir. Sinsi yüzünü göstermesi kalbindekinin değiştiğine değil, küfrünün büyüklüğüne delâlet eder.

Bir taraftan hıristiyan haçlı ittifakı kurmak için çalıştı, diğer taraftan sahte yüzü ile halkın karşısına çıktı. Bu müslüman milletin tepkisinden çekindikleri için; küfrünü, necâsetini, murdarlığını hoş gösterebilmek için, maskesini taktı öyle geldi.

O icraatını yapıyor. Küfür tohumu ekmeye, küfür ehlini canlandırmaya, Hıristiyanları kuvvetlendirmeye çalışıyor.

Peki, bu müslüman millete yakışır mıydı ona bu fırsatı vermek! Çok büyük bir hata yapıldı. Zira dâvet etmek, nûra kir sürmektir.

Halbuki bu "murdar"lardan kaçınmak, onlardan yüz çevirmek gerekirdi:

"Artık onlardan yüz çevirin. Çünkü onlar murdardır." (Tevbe: 95)

"Ey iman edenler! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, o onlardandır." (Mâide: 51)

Bugün bir müslümanın ağlama günüdür. Ortalığa bakıp ağlama günü. Ne oluyor bu imanlar? Nereye yanıyor? Bu insanlar nereye gidiyor?

"Öyleyse ey akl-ı selim sahipleri! Allah'tan korkun ki kurtuluşa eresiniz!" (Mâide: 100)

Hicrî yeni yılınızı tebrik ederiz.

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - İmanın Nezâfeti, Küfrün Necâseti - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
İmanın Nezâfeti, Küfrün Necâseti