Allah-u Teâlâ İslâm ile küfrü ayırmış, ayrı ayrı iki zümre olduğunu beyan buyurmuş, müminlerle kâfirlerin arasındaki berzahı açık ve kesin olarak ilân etmiştir. O'nun koyduğu hüküm ve hudutları, 10 berzah Âyet-i kerime'sini arzediyoruz. Esasen biz bunları dergimizde defaatle neşrettik ve iman edenlere duyurduk. İman etmeyenler büsbütün uzaklaştılar. Küfre daldıkça daldılar.
"Kör oldular, sağır kesildiler." (Mâide: 71)
Bu Âyet-i kerime'ler iman edenler içindir. İman ile küfrü karıştırmaya çalışanların İslâm ile hiçbir ilgisi yoktur.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde İslâm ile küfrü ayırmış, ayrı ayrı iki zümre olduğunu beyan buyurmuş, müminlerle kâfirlerin arasındaki berzahı açık ve kesin olarak ilân etmiştir.
"İki hasım zümre." (Hacc: 19)
Allah-u Teâlâ bu Âyet-i kerime'si ile inananlarla inanmayanları ayırmıştır. Hâl böyle olunca bir müminin kâfirleri ve münafıkları dost edinmesi kesinlikle yasaklanmıştır.
Onlar ise bu berzahı kaldırıyor, "Medeniyetler ittifakı" adı altında, kâfirlerle beraber oluyorlar.
Bunlar mümin midir, münâfık mıdır?
Bu Âyet-i kerime'lerden hangisini yalanlayabilirsiniz?
Hakk Celle ve Alâ Hazretleri iman ile küfrü, inananlarla inanmayanları birbirinden kesin olarak ayırmıştır. Dünyada ayırdığı gibi, ahirette de inananların saâdete, inanmayanların felâkete uğrayacaklarını haber vermiştir.
"İman ile küfür birbirinden kesin olarak ayrılmıştır." (Bakara: 256)
Onlar ise iman ile küfrü karıştırmaya, küfrü hoş göstermeye çalışıyor ve kendileri küfre daldıkları gibi inananları da küfrün içine daldırmaya çabalıyor, "Avrupa Birliği ile katolik nikâhı kıymak istediklerini" söylüyor.
Bunlar mümin midir, münâfık mıdır?
Bu Âyet-i kerime'lerden hangisini yalanlayabilirsiniz?
Allah-u Teâlâ iman ile küfrü, hak ile bâtılı, hakikat ile dalaleti kesin olarak ayırdığı halde bilerek karıştırmaya çalışanlara hitap etmektedir:
"Hakkı bâtıl ile karıştırmayın, bilerek hakkı gizlemeyin!" (Bakara: 42)
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde böyle buyuruyorken bunlar hak ile bâtılı, hakikat ile dalâleti birbirine karıştırıyorlar ve bilerek hakkı gizliyorlar, bu fermân-ı ilâhîyi bütünüyle inkâr ediyorlar, Allah-u Teâlâ'nın hükmünü çiğniyorlar.
Avrupa Birliği küffar birliğidir. Bunu en üst kurumlarda görev yapan birçok AB yetkilisi açıkça ifade ettiği halde bizimkiler ise şöyle söylüyor: "AB, bir Hıristiyan kulübü değildir, olamaz."
Bunlar mümin midir, münâfık mıdır?
Bu Âyet-i kerime'lerden hangisini yalanlayabilirsiniz?
Küfür, İslâm'a göre tek bir millettir. Tarih boyunca İslâm ülkelerine ve müslümanlara karşı küfür dâima birlikte hareket etmiştir. Hep düşmanlık beslemiş hiç dost olmamışlardır.
"Ey iman edenler! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, o onlardandır. Şüphesiz ki Allah zâlimler gürûhunu hidayete erdirmez." (Mâide: 51)
Bu ilâhî hitap, İslâmiyet'in ilk yıllarından itibaren kıyamete kadar gelip geçecek olan bütün müslümanlaradır. İman ehli emr-i ilâhi'yi her şeyin üzerinde tutar. Ahkâm-ı ilâhî'ye tâbi olur.
Onlar ise: "Avrupalı dostlarımız..." diyorlar.
Bunlar mümin midir, münâfık mıdır?
Bu Âyet-i kerime'lerden hangisini yalanlayabilirsiniz?
İslâm bütün peygamberlerin dinidir. İlk insan ve ilk peygamber Hazret-i Âdem Aleyhisselâm ile başlamış, zamanın akışı içerisinde ve her peygamber gelişinde en mükemmele doğru dâima bir gelişme kaydetmiştir. Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm'a gelince de kemâlini buldu ve son şeklini aldı.
"Bugün sizin dininizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm'ı beğendim." (Mâide: 3)
"Kim İslâm'dan başka bir din ararsa, onunki aslâ kabul edilmeyecektir. Ahirette de ziyan edenlerden olacaktır." (Âl-i imrân: 85)
"Allah katında din İslâm'dır." (Âl-i imrân: 19)
Onlar ise Allah katında makbul olmayan, hakiki dinden sapmış, asliyetini kaybetmiş yahudilik ve hıristiyanlık gibi dinleri Allah katındaki din olan İslâm dini ile bir tutuyorlar, "İbrahimi Dinler", "Medeniyetler ittifakı", "Üç büyük din" gibi tabirler kullanarak "O da dindir, bu da dindir" demek istiyorlar.
Bunlar mümin midir, münâfık mıdır?
Bu Âyet-i kerime'lerden hangisini yalanlayabilirsiniz?
Allah-u Teâlâ birçok Âyet-i kerime'sinde müslümanlara yahudi ve hıristiyanları tanıtmış, onların fitne ve fesadına karşı emir ve nehiyler koymuştur.
"Sen onların dinine uymadıkça ne yahudiler ne de hıristiyanlar senden aslâ hoşnut olmazlar." (Bakara: 120)
Nitekim Avrupa 50 yıldır Türkiye'yi oyalamaktadır. Avrupa dinî dayatmalarda bulunuyor. Tarihten gelen haçlı kini ile hareket ediyor, intikam almaya çalışıyor. Bunlar ise bunca tavizi veriyorlar. Üstelik bu tavizlerine İslâm'ı alet etmeye çalışıyorlar.
Bunlar mümin midir, münâfık mıdır?
Bu Âyet-i kerime'lerden hangisini yalanlayabilirsiniz?
Allah-u Teâlâ'ya ve Resulullah Aleyhisselâm'a düşmanlık etmek, küfrün ve şirkin en şiddetlisidir. Küfre ve kâfirlere muhabbet ise iman ile bir arada bulunmaz. Kim Allah'ı ve O'nun Peygamber'ini severse, onların düşmanlarına düşman olur.
"Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin; babaları, oğulları, kardeşleri veya akrabaları da olsa, Allah'a ve Peygamber'ine muhalefet eden kimselere sevgi beslediklerini göremezsin. Onlar o kimselerdir ki, Allah imanı kalplerine yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan râzı olmuş, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar Allah'ın hizbi (partisi)dir. İyi bilin ki kurtuluşa ulaşacak olanlar Allah'ın hizbi (partisi)dir." (Mücâdele: 22)
Allah-u Teâlâ bu Âyet-i kerime'sinde kendi dinini, kendi partisini, kendi dosdoğru yolunu ilân etmiş, kurtuluşun ancak ve ancak burada olduğunu ferman buyurmuştur.
Bunlar ise küfre tabi olmaya, küfür topluluklarına girmeye çalışıyor. Her isteklerini yapıyorlar.
Bunlar mümin midir, münâfık mıdır?
Bu Âyet-i kerime'lerden hangisini yalanlayabilirsiniz?
Allah-u Teâlâ hak ile batılı, iman ile küfrü kesin olarak ayırmış, küfür ehlini ve küfür ehlinin temsil ettiği bâtıl itikat ve fikirleri şiddetle reddetmiştir:
"Hayır! Biz hakkı bâtılın tepesine şiddetle indirip atarız da, onun beynini parçalar. Bir de görürsünüz ki bâtıl yok olup gitmiştir." (Enbiyâ: 18)
Allah-u Teâlâ'nın hakkın bâtıla, imanın küfre, hakikatin dalâlete galip geleceğine dâir hem vaad-i sübhanî'si, hem müjde-i ilâhî'si bulunmaktadır. İslâm dışında her şey bâtıldır.
Bunlar Allah-u Teâlâ'nın şiddetle beynini parçaladığı, imhâ ettiği bâtılı memleketimize sokmak istiyorlar, bu İslâm milletini bâtıl topluluklara bağlamak istiyorlar.
Bunlar mümin midir, münâfık mıdır?
Bu Âyet-i kerime'lerden hangisini yalanlayabilirsiniz?
İman bir bütündür, parçalanamaz. İman ile küfür arasında orta bir yol olmadığı gibi; iman ile küfür, hak ile bâtıl arasında bir mertebe de yoktur. "Bâtıl"a ve "Küfür"e meyleden imanla küfrü değiştirmiş, dosdoğru yoldan çıkıp sapıklığa düşmüş olur.
"Kim imanı küfürle değişirse, şüphesiz ki dümdüz yoldan sapmış olur." (Bakara: 108)
Allah-u Teâlâ bir başka Âyet-i kerime'sinde şöyle buyurur:
"Sizden her kim dininden döner ve kâfir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da ahirette de boşa gitmiştir. Onlar cehennemliktirler ve orada ebedî kalırlar." (Bakara: 217)
Müslümanlardan herhangi biri, hangi sebepten olursa olsun dininden döner ve kâfir olarak ölürse, artık onun daha önce müslüman olarak işlediği bütün iyi ameller bâtıl olur. Tıpkı bütün ömürlerini küfür içinde geçiren öteki kâfirler gibi olurlar.
Dininden dönenlerin ve hak yoldan yüz çevirenlerin âkıbeti budur.
Küffar "Siz müslümansınız" diyor, bunlar ise "Bize müslüman demeyin." diyor.
Bunlar mümin midir, münâfık mıdır?
Bu Âyet-i kerime'lerden hangisini yalanlayabilirsiniz?
Allah-u Teâlâ kâfirlerin sapıklık, müminlerin de doğru yolu bulmalarının sebeplerini açıklamak üzere Âyet-i kerime'sinde şöyle buyurmaktadır.
"İşte böyle, inkâra sapanlar bâtıla uydular, iman edenler ise Rabb'lerinden gelen Hakk'a uydular." (Muhammed: 3)
Onlarsa küffar Batı'ya uydular. Batı'nın küfrünü hoş göstermeye çalışıyorlar, kiliseler açıyorlar, nüfus cüzdanlarından İslâm hanesini kaldırıyorlar. Bunlar büyük yanlıştır. Allah-u Teâlâ'nın kelâmı Âyet-i kerime'leri önlerine sürüyoruz. Biz bu beyanları bir öğüt bir ikaz olmak üzere arzediyoruz ki, kendilerine gelsinler, İslâm'a dönsünler.
Bunlar mümin midir, münâfık mıdır?
Bu Âyet-i kerime'lerden hangisini yalanlayabilirsiniz?
"Hakikat Aylık İslâm Dergisi"nin
Ekim-Kasım-Aralık 2005 ve Ocak-Şubat-Mart-Nisan 2006 tarihli sayılarında izah edilen
İslâm hakikatlerinin duyurulması ve dergimizin tanıtılması maksadıyla
daha önce broşür olarak hazırlanan bu mevzu önemine binaen dergimize alınmıştır.