Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 145.SAYI - Ömer Öngüt
145.SAYI, Ekim 2005
Hakikat 145. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

İslâm’ın hak din olduğu, imanın insanı aydınlığa çıkardığı, küfrün ise sapıklık olduğu, insanları karanlıklarda bıraktığı apaçık ortadadır.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde:

“İman ile küfür kesin olarak birbirinden ayrılmıştır.” buyuruyor. (Bakara: 256)

İman ile küfür, hak ile bâtıl, hidayet ile dalâlet, nur ile zulmet, saâdet ile felâket apaçık delillerle birbirinden ayırt edilir haldedir.

Allah-u Teâlâ bu Âyet-i kerime’sinde iman ile küfrü, inananlarla inanmayanları birbirinden kesin olarak ayırmıştır. Dünyada ayırdığı gibi, ahirette de inananların saâdete, inanmayanların felâkete uğrayacaklarını haber vermiştir.

Allah-u Teâlâ:

“Birbirine hasım iki zümre.” (Hacc: 19)

Âyet-i kerime’si ile inananlarla inanmayanları ayırmıştır. Hâl böyle olunca bir müminin kâfirleri ve münafıkları dost edinmesi yasaklanmıştır.

Aslında bu Âyet-i kerime mümin ile kâfiri, imanla küfrü ayırması bakımından kâfidir.

Küffar daima bu milleti bu topraklardan çıkarmanın hayalini kurmuştur. Gerçek niyetleri budur. “Diyalog-Hoşgörü” adı altında yapılan toplantılarla bu vatana ve milletimize nüfuz etmeye çalışmaktadırlar.

Bir taraftan bu milletin imanını çalmaya, vatan ve din duygusunu kaldırmaya çalışıyorlar. Diğer taraftan vatan topraklarını satın alarak sinsice ele geçirmek istiyorlar. Bu memleketi hem hıristiyan beldesi gibi göstermek istiyorlar, hem de bu milleti uyutmaya çalışıyorlar. Yıkık-dökük kiliseleri ayağa kaldırmak, oralarda ayinler tertip etmek için her türlü fırsatı kullanıyor, büyük gayret gösteriyorlar. Hem halkımızı hıristiyan yapmaya, hem de böyle böyle bu memleketi dış devletlere peşkeş çekmeye çalışıyorlar.

Nitekim hıristiyan misyonerleri bir dinin temsilcisi gibi değil sömürgeci devletlerin ajanı gibi faaliyet gösteriyorlar, talimatlarını yabancı devletlerin temsilcilerinden alıyorlar. Bunların belgelerini, delillerini daha önceki dergilerimizde etraflıca arzettik.

Türkiye’de yaymaya çalıştıkları “Küfrü Hoşgörü” fitnesi bunlara zemin hazırlıyor. “İnanç turizmi” adı altında bir maharetmiş gibi birçok beldenin ismi değiştiriliyor, hıristiyan ve rum isimleri kullanılıyor, haritalarda eski isimleri ile gösteriliyor.

“Ey iman edenler! Sizden olmayan kimseleri sakın sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten aslâ geri kalmazlar. Size sıkıntı verecek şeyleri isteyip dururlar. Öfkeleri ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinin gizledikleri ise daha büyüktür. Eğer düşünürseniz, âyetleri size açıklamış bulunuyoruz.” (Âl-i imran: 118)

Medya da küffarın ekmeğine yağ sürüyor. Bir gün bakıyorsunuz papazlar Karadeniz bölgemizde dolaşıyorlar, bir gün bakıyorsunuz Yunan buradaki halkı Rum kökenli göstermeye çalışıyor. Bir gün bakıyorsunuz, çok kişinin ailesinde Ermeni kök var propagandası çıkıyor. Bir gün bakıyorsunuz Türkler şu kadar Rum’u kovdu, başka gün bakıyorsunuz Ermeniler soykırımdan geçirildi propagandası.

Millet adeta sindirilmiş, balık otu yutmuş gibi. Küffar alay ediyor, bölücüleri alenî destekliyor, vatanımıza kastetmek için elinden geleni arkasına koymuyor.

Dünya üzerinde hiçbir memleket bu kadar kendi içinden kuşatılmış değildir. Hiçbir memleketin halkı düşmanları ile körü körüne işbirliği yapmış değildir.

Bu sebeple küffarla dostluk kurup onlara arka çıkanlar çok büyük bir vebal altına girmişlerdir. Küffar kaleyi içerden fethetmiştir.

Küffar günagün bu tür propaganda ve faaliyetlerine devam etmektedir.

Hatay’da tertip edilmek istenen “Dinlerarası Diyalog” temalı “Medeniyetler Buluşması Toplantısı” olsun, Papa’nın Türkiye’yi ziyaret etmek istemesi olsun, bunların hepsi bu niyetin ve gayretin birer parçasıdır.

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - İslâm'a Göre Dost Ve Düşman - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
İslâm'a Göre Dost Ve Düşman