Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 142.SAYI - Ömer Öngüt
142.SAYI, Temmuz 2005
Hakikat 142. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

İnsanın vazifesi, geleceği muhakkak olan o günü düşünerek, elde fırsat dilde ruhsat varken hayatını düzene sokmak, hâlini ıslah etmekten ibarettir. Çünkü ahirette iyiler iyiliklerinin, kötüler de kötülüklerinin karşılıklarını daha çok göreceklerdir.

Dünyaya niçin geldiğimizi bilerek tedarikimizi ona göre yapmalıyız. Ölmemek elimizde değil, fakat hazırlanmak elimizde. Bizi gönderen sahibimiz gönderirken bize sormadığı gibi, alacağı zaman da soracak değil.

Farz-ı muhal ki denize bir ağ atılmış, balıkların hepsi tutulmuş, fakat onlar tutulduğunu bilmiyorlar, sağa sola saldırıyorlar. Sahibi ağı yavaş yavaş çekiyor, hiçbirinin umurunda bile değil. Halbuki biraz sonra karaya çıkacaklar, çok çırpınacaklar, bu çırpınmanın hiç de faydası olmayacak. Hepsi ölüme mahkum. İşte insanların durumları da böyledir.

Kalanla giden arasında bir gün fark var. İşte geldik işte gidiyoruz. Bugün üstteyiz yarın alttayız. Bu gün yataktayız yarın topraktayız. Bu akşam burada, yarın akşam oradayız. Vaktimiz gelince hep gideceğiz de sıra bekliyoruz.

Eceli gelmeden herkes başının çaresine bakmalı ki, iş işten geçtikten sonra çare aramaya muhtaç olmasın. Zira ecel geldiğinde tehiri mümkün değildir.

Dünyaya niçin geldiğimizi bilerek tedarikimizi ona göre yapmalıyız. Ölmemek elimizde değil, fakat hazırlanmak elimizde. Bizi gönderen sahibimiz gönderirken bize sormadığı gibi, alacağı zaman da soracak değil.

Allah-u Teâlâ Kur’an-ı kerim’de dünya hayatının gelip-geçici olduğunu, ahiret hayatının ise ebedî olduğunu haber vermiş, müminleri dünya hayatına bağlanarak ebedî hayatlarını mahvetmekten sakındırmış ve:

“Sakın sizi dünya hayatı aldatmasın!” buyurmuştur. (Fâtır: 5)

Ukbayı bırakıp dünyaya meyletmek, Hakk’ı bırakıp bâtıla sarılmak demektir. Hakk ve hakikati unutup dünya lezzetlerine dalanlar büyük bir belâya ve huzursuzluğa uğramışlardır.

Dünyada ne kadar büyük menfaatlar ve lezzetler elde edilirse edilsin, hepsi de sınırlı ve geçicidir.

Dünya hayatı dünya gözüyle ölçüldüğünde çok büyük bir şeymiş gibi görünür. Ahiret terazisine konulduğunda ise, ne kadar değersiz ve önemsiz olduğu apaçık meydana çıkar.

Âyet-i kerime’de:

“Onlar dünya hayatını ahirete tercih ettiler.” buyuruluyor. (Nahl: 107)

Dünyaya rağbet eden, onu sevendir. Dünyalık edinmek ve sürekli olarak daha fazlasını istemek, dünyaya rağbet etmenin alâmetidir.

Kâfirler ahirete varınca dünya hayatının bir oyun ve eğlence olduğunu ancak anlayabilecekler.

Âyet-i kerime’lerde şöyle buyurulmaktadır:

“Bize kavuşmayı ummayanlar, dünya hayatına râzı olup, onunla tatmin onlanlar var ya!

İşte onların kazandıklarına karşılık varacakları yer ateştir!” (Yunus: 7-8)

“Onlar dünya hayatı ile şımardılar.

Oysa âhiretin yanında dünya hayatı sadece bir geçimlikten ibarettir.” (Ra’d: 26)

Kâfirler dünyada muvakkat bir zaman için bir servete, bir mevkiye nail olabilirler, yaşadıkları müddetçe bu imkânlardan istifade edebilirler. Fakat bu sadece geçici bir faydalanmadır. Süresi kısadır, sonu hüsranla biter.

Âyet-i kerime’de şöyle buyurulmaktadır:

“Onlar dünyada biraz geçinir, sonra bize dönerler. Sonra da inkârlarından dolayı onlara şiddetli azap tattırırız.” (Yunus: 70)

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - Öğüt Ve Uyarılar - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
Öğüt Ve Uyarılar