Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 138.SAYI - Ömer Öngüt
138.SAYI, Mart 2005
Hakikat 138. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

İman, ibadet ve infak... Birbirine zincirleme bağlı üç temel prensiptir.

Birincisi; Küfür ve nifaktan kurtarır, saâdet kapılarını açar.

İkincisi; Hakk’a yaklaştırır ve insanı, şükreden bahtiyarlar mertebesine çıkarır.

Üçüncü ise; İlâhî rahmete erdirir, Hakk’ın sevgisine vesiledir.

Allah yolunda infakta bulunmak, kişinin imanının sadakatına delildir, O’na yönelmenin belirtisidir.

Hazinelerine hazinedar bulunmayan, vergi ve ihsanlarının muhasibi bulunmayan Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde buyurur ki:

“Gücünüzün yettiği kadar Allah’tan korkun. Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğinize olarak mallarınızdan infak edin.” (Teğabün: 16)

Rızâ-i Bâri için yapılan azıcık bir iyiliğe bile büyük ecirler vererek onu büyültür. İnfak edenler aslında doğrudan doğruya kendileri için infak etmekte, kendileri için hayır hazırlığında bulunmaktadırlar.

Nefsin cimriliğinden korunmak da şüphesiz ki ilâhi bir lütuftur.

Âyet-i kerime’nin devamında Allah-u Teâlâ şöyle buyurur:

“Kim nefsinin mala olan hırs ve cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Teğabün: 16 - Haşr: 9)

İyinin iyiliği herkesedir, fakat en büyüğü kendisinedir. Kötünün kötülüğü herkesedir, fakat en büyüğü kendisinedir.

Az bir ameline karşılık ona ebedî sevabını ihsan eder.

Âyet-i kerime’de şöyle buyurulmaktadır:

“Kim bir iyilikle huzurumuza gelirse, ona daha iyisi verilir. Ve onlar o günün korkusundan emin kalırlar.” (Neml: 89)

O günün korkusundan emin olmak çok büyük bir mükâfattır. Dünyada korkmaları sebebiyle âhiret korkularından emin olmakla müjdelenmişlerdir.

Kötü olanlar ve kötülük yapanlar için böyle bir müjde yoktur:

“Kim de kötülükle huzurumuza gelirse, yüzükoyun cehenneme atılır.

Siz ancak yaptıklarınızın karşılığını bulursunuz.” (Neml: 90)

Allah-u Teâlâ gösteriş için malını harcayan kimsenin durumunu bir misal vererek şöyle buyurur:

“Ey inananlar! Allah’a ve ahiret gününe inanmayıp, insanlara gösteriş için malını harcayan kimse gibi sadakalarınızı başa kakmak ve eziyet etmek suretiyle boşa çıkarmayın.

O gösteriş yapanın durumu, üzerinde biraz toprak bulunan kayaya benzer. Şiddetli bir sağnak isabet eder de onu sert bir kaya halinde bırakıverir (Toprağı gider, kaya kalır). Kazandıklarından hiç bir şey elde edemezler.

Allah inkâr eden kimselere hidayet etmez.” (Bakara: 264)

Allah-u Teâlâ cömertçe yapılan infakı yağmura benzetmektedir. Yağmurun düştüğü sert kaya ise bu infaktaki kötü niyettir. Toprak tabaka da bu kötü niyeti gizleyen sahte cömertliktir. Eğer yağmur, ince bir toprak tabakası ile kaplı olan bir kayaya düşerse, o toprak tabakasını giderir, kaya çıplak kalakalır.

İşte bunun gibi, yapılan infakta ihlâs gözetilmediği zaman boşa gitmiş olur.

Münafıklar yaptıkları infakla Allah rızâsını değil, insanların övgüsünü kazanmak isterler. Onların bu durumu açıkca Allah’a ve ahiret gününe inanmadıklarını göstermektedir. İyi işler yaptıklarını zanneden bu gibi kimseler, ahirette ebediyyen mahrumiyete mahkumdurlar. O gün geldiğinde hiç bir şey elde edemezler.

Buradan şu netice çıkıyor ki, yapılacak herhangi bir iyilik, verilecek bir sadaka; gösterişten, mihnetten, kibir ve gururdan, kalp kıracak sözlerden uzak olmalıdır.

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - Allah Yolunda İnfak - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
Allah Yolunda İnfak