Bildiğiniz gibi mektuplaşma ve haberleşmenin devamı, sevgiyi isbâta kâfî olmadığı gibi, haberleşmenin devam etmemesi de muhabbetin yokluğuna delâlet etmez. Aramızdaki yakınlık ve sevgi bağının ezelî olduğu gibi ebedî olacağı da tabiîdir.
Bu dünyanın ayrılmaz bir unsuru durumunda bulunan günlük olaylardan ve birbirini takip edip gelen sevinç ve üzüntülerden birimize yönelen bir hadisenin diğerine de tesir edeceği şüphesizdir. Netice olarak “Dön Rabb’ine” (Fecr: 28) emrine uyarak aramızdan ayrılan pederinizin ölümünden dolayı duyduğunuz üzüntünüzden ben de müteessir oldum. Ebedî istirahatgâhının “Cennet bahçelerinden bir bahçe” olmak şerefine mazhariyeti için Cenâb-ı Erhamu’r-Râhimîn’e niyazımı arzeyledim. Hazret-i Allah ecrinizi çok çok versin. Vaktinizi değerli ve bereketli, çalışmalarınızı şükre vesile kılsın, âmin.
Akıl sahipleri Nebiyyü’r-Rahmân Hazretleri’nin ilim ve irfan kaynağı olan Hadis-i şerif’lerinden her zaman ve her yerde feyz almalıdırlar. Peygamberimiz -aleyhissalâtü vesselâm- buyurmuştur:
“Dünyada bulundukça kendini garip ve bir yolcu kabul et. Nefsini kabir ehlinden yani ölülerden addet.” (Beyhakî, Buhârî, Neseî, Keşfü’l-hafâ, II/176)
Evet bu ve buna benzer Hadis-i şerif’leri mütâlaa edenler ebedî istirahatgâhlarında matlûb olan istirahatlarını temin hususunda gevşekliği câiz görmezler.
Cenâb-ı Hakk’ın rıza ve rahmetini kazanmak için çalışıp gayret göstermekten geri kalmazlar. Allah-u Teâlâ sizleri ve bizleri muvaffak buyursun, âmin.