“Büyük Ortadoğu Projesi” Amerika ve İsrail tarafından bölgede uygulanmaya devam ederken, Türkiye’nin bu iki ülkeyle olan ilişkileri de daha da önem kazanmaya başlıyor. Türkiye bundan sonra atacağı tüm adımlara dikkat etmelidir. Ortadoğu’da dengeler gitgide hassaslaşmaktadır.
Şurası unutulmamalıdır; Amerika için müttefik yoktur sadece ABD ve İsrail vardır bir de gerekirse çıkarları doğrultusunda kullanılacak ülkeler. ABD ve İsrail hususiyetle Türkiye’yi kaybetmemeye çalışıyorlar. Buradan da şu anlaşılıyor ki “Büyük Ortadoğu Projesi”nin ilerleyen safhalarında Türkiye’den bir şekilde(!) faydalanmak ve ülkemizi kullanmak istiyorlar. Bu iki devlet kendi çıkarlarının aşındığı yerde hemen kullandıkları ülkenin altını oyarlar. Tarih bunun örnekleriyle doludur.
Türk istihbaratı uzun zamandır İsrail’in Mossad vasıtasıyla Kuzey Irak’ta faaliyet gösterdiğini devletin üst kademesine bildirmekteydi. Fakat bu gizli bilginin su üstüne çıkması yabancı bir gazetecinin yabancı bir dergide konuyu gündeme getirmesiyle oldu. Habere göre İsrail gizli servisi Mossad’ın ajanları Kuzey Irak’ta Barzani ve Talabani’ye bağlı peşmergeleri eğitiyorlardı. Bu Mossad ajanlarının hiçbiri İsrail kimlik ve pasaportu taşımıyor ve işadamı görüntüsüyle bölgede bulunuyorlardı. Haber iç ve dış basında bomba etkisi yaptı. Ayrıca bilhassa yahudi kürtlerin Kuzey Irak’ta toprak satın aldığı da satır aralarına sıkıştırılan haberlerdendi.
Ayrıca Haziran ayı içerisinde bir internet sitesinde deneyimli bir gazetecinin aktardığı çok önemli bir haber yer aldı. Bu haberi dikkatlerinize arzediyoruz:
Habere göre; 28 Mayıs’ta ABD Dışişleri Bakanlığı’nda 5 uzmanın katıldığı gizli bir toplantı yapılıyor. Gizli toplantının konusu ise Kerkük’ün kürt peşmergelere bırakılması ve ABD&İsrail destekli bir kürt devletine Türkiye’nin nasıl ve ne oranda tepki göstereceğiydi. Toplantıya katılan 5 uzmanın 3’ü yahudi. Tartışılan konular ise “Kerkük kürt eyaleti içinde kalırsa TSK’nın tepkisi ne olur?”, “Olası bir kürt devletine Türkiye’nin (hükümet ve ordu) tepkisi ne olur?”.
Toplantıda şu görüşler kabul edildi:
Kerkük’ün Barzani&Talabani denetimine girmesi TSK’nın tepkisine yol açar ve bu tepki TSK’nın ABD’ye duyduğu güvensizliği daha da kuvvetlendirir. Bu nedenle bu politika açıkça yürütülmemelidir. Hükümetin kesin ve net bir Irak politikasının olmadığı ve bunun kullanılması gerektiği vurgulandı.
Bu gizli toplantı da gösteriyor ki İsrail planlarını sinsice yürütüyor. Kuzey Irak’ta İsrail&ABD destekli bir peşmerge devleti kurulması çalışmaları yapılıyor.
İsrail Kuzey Irak’ta niçin peşmergeleri eğitir? Kime karşı ve hedef nedir? Talabani ve İsrail üst düzey yetkilileri bunu ısrarla inkâr etseler de Türk istihbaratı Kuzey Irak’ta ciddi ve kapsamı geniş bir yahudi organizasyonunu yetkililere deşifre ediyordu. İsrail’in güvenliği için ABD’nin giriştiği bu işgalde son zamanlarda isyancılara karşı başarılı olamaması ve bundan sonraki hedef olan İran’a ABD’nin yönlendirilirken işinin kolaylaştırılması için, İsrail Kuzey Irak’ı karargah merkezi, oradaki kürtleri de piyon olarak seçti. İsrail’in amacı burada eğitilen peşmergeleri Irak’taki isyancıların içine sızdırıp istihbarat elde etmek ve onları imha etmek için fırsat kollamak. Ayrıca bu unsurları Suriye ve İran’a karşı kullanmak ve bu iki ülkedeki kürt unsurları da kapsayacak bir provokasyona girişebilmek.
İsrail Başbakanı Şaron ABD’nin Irak işgalinden kısa bir süre önce İngiliz “Times” gazetesine yaptığı açıklamada şöyle diyordu:
“Amerika ve İngiltere’nin, Irak’a savaş açar açmaz ertesi gün diğer uzak düşman olan İran’a yönelmeleri gerekir.”
Ve son günlerde ABD başkanı Bush İran’ı El Kaide örgütüne sığınak sağlamak, nükleer silah programı geliştirmeye çalışmak ve bazı örgütlere maddi destek vermekle suçluyor. 11 Eylül saldırılarıyla şimdide İran’ı ilişkilendiriyor. Yani İran’a saldırı için zemin hazırlanıyor. Hatta İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine saldırı yapmayı planladığı da iddia ediliyor.
Irak’ı işgal fikrinin İsrail’in isteğiyle oluştuğunu göz önüne aldığımızda, aynı şekilde ABD’yi İran’a saldırtmak isteyenin de yine İsrail olduğunu görüyoruz. Gene bundan birkaç ay önce Suriye’deki Kürt&Arap çatışmasının da Mossad ajanlarının kışkırtması ile Suriye’yi istikrarsızlaştırıp güçten düşürmeye yönelik olduğu bildiriliyor. İsrail şu anda Kuzey Irak’taki kürtlere dayanıp ortalığı toz duman etmeye çalışıyor. Bugün eğittiği kişileri İran ve Suriye’ye karşı kullanıyor, yarın Türkiye’ye karşı kullanmayacağına dair bir garantimiz var mı?Bu örgütledikleri etnik grubu Kuzey Irak’ta bir devlet oluşumuna cesaretlendirmeyeceklerine dair bir garantimiz var mı?Türkiye’nin çok hassas olduğu Kerkük ve Musul kentlerinde yahudi kürtlerin devamlı toprak almasının ileride bu iki şehrin İsrail’in desteğiyle tamamen peşmergelerin denetimine geçmemesine dair bir garantimiz var mı?Yok, yok, yok.
İsrail sadece Kuzey Irak’ta değil Bağdat ve diğer merkezlerde de aktif faaliyet gösteriyor. İran ve Suriye yakınlarında gizli operasyonlar yürütüyorlar. Özellikle İran’ın nükleer gücü konusunda istihbarat elde etmeye yönelik çalışmalar yapıyorlar. Bazı Irak kaynakları Irak genelinde 150’den fazla İsrail menşeli şirket ve firmanın çalıştığını belirtiyorlar.
Görünen o ki İsrail kirli emellerine ulaşmak için çalışmalarına devam ediyor. Filistin’de yaptıkları katliamlara gözü yumuk bakan Birleşmiş Milletler ve devletler, İsrail’in ABD’yi kullanarak “Büyük Ortadoğu Projesi” adı altında Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Avrasya’yı işgal edip, tüm enerji kaynaklarını ele geçirip dünyaya hükmetmeye çalıştığını görmezlikten geliyorlar. Bugün Amerika’yı, Irak’ı işgale ve onca masum insanı katletmeye iten İsrail devletidir. Amerika’yı idare eden siyonistlerdir. Çıkarları neyi gerektiriyorsa Amerika’yı maşa gibi kullanıp duruyorlar. Öte yandan Amerika’da da İsrail’e ne yapması gerektiğini söyleme cesareti gösterebilecek birisi de yoktur. Amerika İsrail’in taşeron devletidir. Şimdi Amerika’yı İran’ın üzerine salma plan, programları yapılıyor. İsrail bölge ve dünya için en büyük tehdit olmaya devam ediyor. Bölge müslümanları bu katil devlete karşı birleşmek zorundalar. Aksi takdirde Ortadoğu’da kan ve gözyaşı durmayacak gibi gözüküyor.
İsrail Kuzey Irak’ta bir “Yahudi&Peşmerge Devleti” kuramasa bile eğittiği peşmergelerle Irak’lı direnişçilerin içlerine sızarak bilgi toplamak ve liderlerini öldürmek istiyor.
Lübnan Enformasyon Bakanı’nın şöyle bir açıklaması vardı:
“Hükümetimin elinde İsrail’in kürt peşmergeleri Irak, Suriye, Türkiye ve İran’da savaşmak için hazırladığına dair deliller var.”
Aslında Türk istihbaratı İsrail’lilerin Kuzey Irak’taki faaliyetlerini daha evvelden biliyordu ve fakat Suriye’deki ayaklanma, İran’da İran askerleriyle PKK’nın çarpışması ve PKK Kongra-gel’in sözde ateşkesi bozup tekrar ülkemize saldırılara başlaması bir silsile gibi aynı zamana denk gelince ve İsrail’in Kuzey Irak’ta peşmergelerle “İkinci bir İsrail” kurma kuşkusu belirince, bu gizli istihbarat bilgisi basına sızdırıldı. Yani bir bakıma Türkiye’nin bildiği bu haber İsrail’i frenlemek amacıyla bir şekilde deşifre edildi. İsrail’in Kuzey Irak’taki peşmergeleri organize bir şekilde eğitip komşu devletlerde askeri ve istihbari organizasyonlarda kullanma ihtimali Ankara ile Tel Aviv ilişkilerini geriyor. Türkiye, İsrail’in Irak’ta genişletilmiş varlığından ve peşmergelerin bağımsız bir devlet kurma amaçlarının cesaretlendirilmesinden kaygılanıyor. Böyle bir oluşum Türkiye için kabul edilemez. Kuzey Irak’ta Musul ve Kerkük’ü yani en zengin petrol yataklarını ele geçirmiş, komşu ülkelere İsrail ve ABD’nin ittirmesiyle terörist saldırılar düzenleyecek bir peşmerge devletinin bölgeyi ve Türkiye’yi tehdit edeceği açıktır. Türkiye, Suriye ve İran’a karşı Kuzey Irak’ta bir tampon devlet oluşturma fikri İsrail’e cazip geliyor. Böyle bir oluşum ise Türkiye’ye büyük tehdittir.
Devletimiz kimin dost, kimin düşman, kimin müttefik olduğunu tekrar sorgulamalıdır. İsrail bizim düşmanımızdır, çünkü biz müslümanız. Yöneticiler bunu unutsa bile, İsrail bizim müslüman olduğumuzu unutmaz ve bize düşmanlık besler.
Âyet-i kerime’lerde şöyle buyuruluyor:
“İnsanlar içerisinde, müminlere en şiddetli düşman olarak yahudileri bulursun.” (Mâide: 82)
“Sen onların dinlerine uymadıkça ne yahudiler ne de hıristiyanlar aslâ senden hoşnud olmazlar.” (Bakara: 120)
İsrail pis ve zâlim bir devlettir. Niyeti, hedefi, kullandığı araçlar hep pistir. En şiddetli düşmandır. Bunu unutmamalıyız. Bu devletten hiçbir zaman dost, müttefik olmaz. Onların tek hedefi müslümanları yok etmektir. Tarih buna şahittir. Bazılarının müttefik diye tanımladığı ABD ve İsrail aslında ülkemize ve tüm müslümanlara baş tehdittir.