Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
GÜNDEM - Eski DEP Milletvekillerinin Salıverilmesi Avrupa Birliği Ve PKK’ya Verilmiş Büyük Bir Tavizdir - Ömer Öngüt
Eski DEP Milletvekillerinin Salıverilmesi Avrupa Birliği Ve PKK’ya Verilmiş Büyük Bir Tavizdir
GÜNDEM
Nuri Ölçer
1 Temmuz 2004

 

Eski DEP Milletvekillerinin Salıverilmesi Avrupa Birliği Ve PKK’ya Verilmiş Büyük Bir Tavizdir

 

Geçtiğimiz ay eski DEP milletvekilleri Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Selim Sadak Yargıtay kararıyla tahliye edildi ve aynı gün TRT kürtçe yayınlara başladı.

Bu tahliye kararı Avrupa Birliği’ne girmek için PKK yeni adıyla Kongra-gel’e verilmiş büyük bir tavizdir. Bu kararla fitne tohumlarının yeniden yeşermesine fırsat sağlanmıştır.

Bilindiği üzere terör örgütü PKK Kongra-gel 1 Haziran itibariyle saldırılarına yeniden başladı. Bütün bu gelişmeler ard arda geliyor. Bunlar hep aynı zaman dilimi içinde oluşuyor. Eski DEP milletvekillerinin tahliyesi AB ve Batı’nın isteğidir. İngiltere Başkanı Tony Blair Türkiye ziyaretinde bu insanların salıverilmesi isteğini dile getirmiştir. “Koskoca” İngiltere’nin Başbakanı Türkiye’nin bu tutukluları salıvermesini istiyor. Bu direk içişlerimize müdahaledir. Ve bu müdahaleye yöneticilerimiz göz yummuştur. Avrupa Birliği’ne kabul edilmek pahasına herşeyi göze alanlar Batı’nın tahliye isteğini geri çevirmemişlerdir. Tahliye sürecinin başlamasıyla da PKK Kongra-gel vahşet örgütünün saldırıları aktif hale gelmiştir.

Eski DEP milletvekilleri serbest bırakılmalarıyla beraber içyüzlerini ortaya koymaya başladılar. Hemen Güneydoğu’ya gidip mitingler düzenlediler. Mitinglerde “Yaşasın Apo”, “Barışın elçisi İmralı’da”, “Hepimiz Apocuyuz” sloganları altında genel af istediler, dağdaki PKK’lılara kefil olduklarını söylediler. Genel afla tüm tutuklu PKK’lıların ve başta teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın salıverilmesini umuyorlar.

PKK dağda barınırken, bunlar da siyasi platformda PKK’nın yandaşlığını yapıyorlar. Bu salıverilme PKK’nın elini güçlendirmiştir. Hem dağda ellerinde silâh devletle, ordumuzla savaşıyorlar, hem partileriyle siyaset yapıyorlar, hem de Avrupa Birliği’ni, ABD’yi arkalarına almışlar açıkca meydan okuyorlar.

Ne PKK’nın silâhlı saldırıları, ne DEP ve DEHAP’lıların beyanatları bizi şaşırtmamalıdır. Onlar asıllarını icra ediyorlar, onlardan bu beklenir. Fakat onlara bu ortamı hazırlayanlar, AB ve ABD’ye yaranmak için taviz üstüne taviz verenler, eski DEP’lileri salıverenler büyük vebal altına girmişlerdir. Bu ortamı bu AB ve Batı hayranları hazırlamıştır.

Mitinglerde tahliye olanlar PKK’ya şöyle seslenmişler: “En az 6 ay ateşkes bozulmamalı.” Bu şu demektir: 6 ay daha dişinizi sıkın, bu sürede ABüyeliği için herşeyi yapmaya hazır olan yöneticilerden daha başka tavizler koparabiliriz. Meselâ teröristbaşını serbest bıraktırabiliriz, Avrupa’nın baskısıyla genel af çıkarttırabiliriz vesaire vesaire...

Gayeleri devletle PKK arasında eşitlik kurmak, fırsatı ganimet bilip terör örgütüne meşruiyet kazandırma kurnazlığıdır. DEHAP başkanı bu nedenle “Devlete de örgüte de (PKK) aynı mesafedeyiz” demektedir. Onlar PKK’yı terör örgütü olarak görmüyorlar, destekliyorlar, yöneticilerimiz de Avrupa Birliği uğruna bunlara göz yumuyorlar. Bu tavizlerin sonu nereye varacak? Zaten bir hıristiyan birliği olan AB’ye bizi alacak da değiller. Her istediklerini yaptırmayı gayet iyi biliyorlar.

Geçen yıl üyelik için başvuran Hırvatistan’a 2005 yılında müzakerelere başlanacağı bildirildi. Bizi ise nasıl oyalayıp pek çok ödün kopardıkları ortada.

Devletle terör örgütü arasında ateşkes olur mu?Terör örgütüyle ya savaşılıp imha edilir ya da teslim olurlar. Ateşkes dediğiniz anda devletle katilleri eşitlemiş olursunuz.

Bir grup TBMM’ne dilekçe verip Apo’nun serbest bırakılmasını ve özür dilenmesini istemiş. Yani istiyorlarki 40 bin insanın katil elebaşısı serbest bırakılsın ve devlet ondan özür dilesin. Cürete bak, küstahlığa bak. Buna sebep olup cesaretlendiren de yöneticilerimizdir.

Şu çelişkiye bakın ki Avrupa Birliği azınlıklar hakkında gösterdiği hassasiyet ve titizliği, niçin katledilen 40 bin insanımız için göstermiyor?Niçin ayrılıkçı, katil teröristbaşını lânetlemiyor, aksine koruyor?İnsan hakları ihlâllerinden şikayet edenler onbinlerce insanın ölümüne sebep olan terör örgütünün başının serbest kalmasını nasıl isteyebilirler?Avrupa işte böyle ikiyüzlüdür. Kâfirler biz onların dinine girmedikçe bizden memnun olmazlar.

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Sen onların dinine uymadıkça ne yahudiler ne de hıristiyanlar senden aslâ hoşnut olmazlar.” (Bakara: 120)

Şu anda PKK ve yandaşlarının tek hedefi Apo’yu serbest bıraktırabilmektir. Nasıl ki eski DEP milletvekilleri Avrupa Birliği’nin isteğiyle serbest bırakıldılarsa, yakında Apo’nun da tahliye edilmesini isteyiverirler. Avrupa Birliği’ne girmek pahasına bu son derece vahim tavizleri verebilenler acaba böyle bir istekle karşı karşıya kalırlarsa ne yaparlar, nasıl karar verirler? Bu küffar birliği sevdasına her tavizi vermeye hazır olanlar, korkarız Avrupa’dan böyle bir istek gelirse onu da kabul ederler.

Öteyandan PKK gerektiği zaman Avrupa ve ABD’nin kullandığı bir maşadır. Örneğin 4-5 bin kişilik PKK sürüsü Kuzey Irak’ta konuşlanmış durumda. Terör örgütü Irak’ta yani. Ve Irak’ta şu anda Amerikan işgal güçleri bulunuyor. Amerika’nın binlerce kilometre öteden Irak’a gelme sebebi terörü kaynağında kurutmaktı. İşte PKK işgal ettikleri toprakta, en kanlı terör örgütlerinden biri. Kökünü kazısalar ya! Ama olmaz, PKK’yı imha etmek işlerine gelmez, zaten biz de bunu onlardan beklememeliyiz. ABD Ankara Büyükelçisi son yaptığı açıklamada PKK’ya operasyon yapmayı düşünmediklerini açıkladı. Türkiye’nin de Kuzey Irak’a operasyon yapmasına izin vermiyor. “Ben Irak’ta PKK’ya operasyon yapmıyorsam sen de yapamazsın” diyor. Yani bu dolaylı olarak “PKK Irak’ta barınabilir, Anadolu’ya girip katliam yapabilir” demektir. ABD’nin ikiyüzlülüğü böyle daha iyi anlaşılıyor. Masum Irak halkı terörist, işkenceye müstehak ama PKK ABD’nin himayesinde. İşte Batı’nın adalet anlayışı. Türk yetkililerinin defalarca ve ısrarla ABD yönetimine ilettikleri PKK’ya karşı tavır alınması talebi her seferinde kulak arkası edilip duymamazlıktan geliniyor.

ABD Kuzey Irak’ta Barzani, Talabani ve PKK’yı istediği zaman istediği hedefe karşı kullanabilmek için besliyor, koruyor ve serbest hareketlerine izin veriyor.

Son gelen haberler Kuzey Irak’ta Talabani ve Barzani gerillalarını İsrail’in eğittiği bilgilerini veriyor. Oradaki gerillaları İsrail niye eğitir?İsrail’in orada hedefi nedir?Üzerlerinde Saddam tehdidi kalmadığına göre, bu adamlar ya Türkiye’ye karşı ya da İran’a karşı eğitiliyorlar veya Irak’ta gitgide yükselen direnişe karşı kullanılacaklar. Bunun başka mânâsı yok. PKK’da ABD ve İsrail’in bu himaye ve desteğinden muhakkak faydalanıyor.

Şimdi müttefik dedikleri ABD’nin, üye olmak için taviz üstüne taviz verilen küffar birliği AB’nin yaptığı bizim kuyumuzu kazmak değil de nedir?Bölge hakimiyeti için ABD ve İsrail Türkiye’yi yerine göre kullanıyorlar ve vakti geldiğinde yerine göre harcamak da isteyebilirler.

Bu salıverilme hadisesi Avrupa’nın gözüne girmek için yapılmıştır. Ve fakat Türkiye’nin düşmanlarını sevindirmiş, ülkemizi güçten düşürmüş, ayrılıkçı terör örgütünü daha da heveslendirmiştir. Ayrıca Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmek için her tavizi vermeye hazır olduğunu da iyice gözler önüne sermiştir.

Allah-u Teâlâ Hazretleri Habib-i Ekrem’i hürmetine, Hatem’ül-velisi hürmetine bize acısın da bu din ve vatan düşmanlarına karşı bizi muzaffer kılsın, onlara bu şehit kanlarıyla sulanmış toprakları çiğnetmesin.


  Önceki Sonraki