Dünyaya gelen çocuğa yapılacak ilk iyilik ve ikram, ona güzel bir isim vermektir.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyurmuştur:
“Evlâdın baba üzerindeki hakları, güzel bir isim ile isimlendirip ve İslâm âdâbı ile kendilerini eğitmek ve yetiştirmektir.” (Münâvî)
Ebu Derdâ -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şerif’lerinde Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Kıyamet gününde siz, kendi isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle çağırılacaksınız. O halde isimlerinizi güzel koyunuz.” (Tirmizi)
İlk duyulduğunda güzel isim, insan üzerinde belli bir etki bırakır.
Abdullah bin Ömer -radiyallahu anhümâ- der ki:
“Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- çocuğa, doğumunun yedinci gününde isim konmasını, yıkanarak pisliklerinin temizlenmesini ve Akîka kurbanı kesilmesini emir buyurdu.” (Tirmizi: 1520)
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz çocuklarının isimlerini seçerek koymuş, düşük çocukların bile isim verilerek gömülmesini emir buyurmuştur.
Hazret-i Mâriye -radiyallahu anhâ-dan doğma oğlu İbrahim için:
“Bu gece bir oğlum doğdu, ona dedem İbrahim’in adını verdim.” buyurmuştur. (Ebu Dâvud)
Ashab-ı kiram -radiyallahu anhüm-, güzel isim koymakla alâkalı Hadis-i şerif’leri o kadar tatbik etmeye başladılar ki, Abdullah adını alan sahabilerin sayısı üçyüzü bulmaktadır.
Bir Hadis-i şerif’lerinde buyururlar ki:
“Bir kimsenin üç oğlu olur da birisini olsun ‘Muhammed’ ism-i şerif’iyle tesmiye etmezse cehâlet etmiş olur.” (Câmi’üs-sağir)
Çocuğa verilen isim, onun yetiştiği toplumda alay mevzusu yapılmayacak ve onu küçük düşürmeyecek isimlerden olmalıdır. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimizin bu hususta ısrarlı tavsiyeleri ve uygulamaları olmuştur. Çeşitli bakımlardan İslâm anlayışına uygun olmayan isimlere sahip çocukların veya yetişkinlerin isimlerini değiştirerek, onlara uygun bulduğu yeni isimler vermiştir.
Müstehap isimler, söyleniş ve mânâ güzelliği taşıyan, Allah dostlarını hatırlatan isimlerdir. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz, kulluğu ifade eden “Abdullah” ve “Abdurrahman” isimlerinin Allah-u Teâlâ’yı memnun edeceğini beyan etmiştir.
Abdullah bin Ömer -radiyallahu anhümâ-dan rivayet edildiğine göre bir Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyurmuşlardır:
“Şüphesiz ki sizin Allah’a en sevimli gelen isimleriniz Abdullah ve Abdurrahman’dır.” (Müslim: 2132)
Buhârî’nin rivayet ettiği bir Hadis-i şerif’lerinde de çocuklara peygamber adlarının verilmesini tavsiye etmiştir. Onun bu tavsiyeleri, müslümanlar arasında bu nevi isimlerin geniş çapta yayılmasını sağlamıştır.
Allah-u Teâlâ’dan başkasına kulluk mânâsı taşıyan isimleri ad olarak koymak haramdır. Bir müslüman, mânâsı güzel olmayan bir ismi değiştirebilir, böyle yapması müstehaptır.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz İslâm âdâbına uymayan isimlerin değiştirilmesini tavsiye etmiştir.
Hanımlarından Zeynep binti Cahş -radiyallahu anhâ- ile Ümmü Seleme -radiyallahu anhâ-nın kızı Zeynep -radiyallahu anhâ-nın isimleri “Berre” idi. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz: “Cömert, dürüst, itaatkâr” mânâsına gelen bu ismin, bir insanın kendisini temize çıkarması mânâsına geldiğini söyleyerek onlara “Zeynep” adını vermiştir. (Müslim: 2142)
“Elem, keder” mânâsına gelen “Hüzn” ismindeki bir sahabenin adını da “Münzir” olarak değiştirmiştir.
•
Çocuk dünyaya gelince sağ kulağına Ezan-ı Muhammedî okunur, sol kulağına da kâmet getirilir. Sonra adı söylenir.
Daha sonra ümmet-i Muhammed’e hayırlı bir evlât olması için duâ edilir.
Şöyle de duâ edilebilir:
(Allahümmec’alhü berren ve enbithü fil-İslâmi nebâten hasenâ)
“Ey Allah’ım! Bu çocuğu iyilerden kıl ve onu İslâm’da güzel yetişen bir bitki gibi yetiştir.”
(Bu mevzu Muhterem Ömer Öngüt’ün “Çocuğun İlâhi Ahkâm Mucibince Terbiyesi ve Yetiştirilmesi” isimli eserinden derlenmiştir.)