Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 115.SAYI - Ömer Öngüt
115.SAYI, Nisan 2003
Hakikat 115. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Varlığının başlangıcı ve sonu olmayan, zâtında ve sıfatlarında eşi benzeri bulunmayan; kâinâtın Hâlik'ı, âlemlerin Rabb’i, dilek makamının en yücesi, ümit makamının en keremlisi, merhametlilerin en merhametlisi olan Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Bütün kâinat zât-ı Ahmedî'si ve nûr-i Muhammedî'si şerefine yaratılan, Allah-u Teâlâ'nın yüce Resul'ü ve biricik Habib'i, Rubûbiyet esrârının emîni, ahlâk-ı hamide'nin ve eşsiz faziletlerin menbâı, dünya ve ahirette en büyük rehberimiz, en güzel numunemiz, Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

Tasavvuf, insanın süflî hayattan ulvî hayata yükselmesi ve yüksek kemâlâta ulaşabilmesi için; nefsini kötü duygu ve huylardan, hayvânî sıfatlardan arındırarak ahlâkını düzeltmesini, zâhirini ve bâtınını nurlandırmasını sağlayan mânevî bir disiplindir. Bu bakımdan tasavvuf, İslâm ahlâkının vücut bulmasında en büyük âmildir.

Tasavvuf, İslâmî ilimlerin özü ve kaynağıdır. Esrar odasının ilâhî sırlarına mazhar olabilmek ve hakikatı anlamak için kurulmuş ilâhi bir ilim-irfan mektebidir. Bu tahsil sayesinde bütün ilimlerin özüne inilir.

Allah-u Teâlâ zâhiri ilimlerin öğrenilmesi için yeryüzünden âlimleri eksik etmediği gibi bâtınî ilimleri öğretmek için tarikat ehlini de eksik etmemiştir. Her zaman için Mürşid-i kâmil bulundurmaktan âciz değildir.

Âyet-i kerime’sinde şöyle buyurmaktadır:

“Yarattıklarımızdan öyle bir topluluk da vardır ki, onlar Hakk’a iletirler ve Hakk ile hüküm verirler.” (A’raf: 181)

Bu tertemiz vazife mânevî bir miras olarak nebîlerden âlimlere intikal etmiştir. Buradaki âlimlerden murad, kibâr-ı evliyâullahtır.

Allah yoluna dâvet eden, birliğe beraberliğe gayret eden rehberler olduğu gibi; bir de cehenneme dâvet eden şeyh şeytanları vardır.

Nitekim Âyet-i kerime’de şöyle buyurulmaktadır:

“Onları ateşe çağıran imamlar kıldık.” (Kasas: 41)

Şeytanın yapamayacağı çirkin işleri şeyhlik maskesi altında bu riyâkârlar sergiler. Şeytan bu gibi kimselerin vasıtasıyla her türlü kötülüğü yapar. Bunlar şeytandan daha korkunçturlar, şeytanın yolunda ve izindediler, Deccal’den daha tehlikelidirler.. Bunlar sahtekârdırlar, Allah yolunun yol kesicileridirler, Hakk’a ulaşmak isteyenlerin eşkiyalarıdırlar. Bütün gayr-i meşru arzularını, maddi geçimlerini bu perde altında temin ederler. Bunlar İslâm’ın yüz karasıdırlar. Taasavvura sığmayan her türlü melâneti yaparlar.

Onların her hareketi irşad değil ifsattır. Üç şey için çalışırlar: Menfaat, nam ve makam.

Halkın İslâm’dan ve Tarikat-ı aliye’den soğumalarının sebebi de bu şuursuzlardır. Ortalığı karartan, bunaltan ve istilâ edenler, İslâm’a en büyük darbeyi vuranlar da yine bu sahtekârlardır. Kimisi kadınlarla, kimisi çocuklarla, kimisi de dünya menfaatlerini temin için çeşitli entrikalarla meşguldürler, dini dünyaya âlet ederler. Önder olduğu biliniyor, fakat İslâm dininde bir bozguncu olduğu bilinmiyor. Bu büyük sahtekârlar ortalığı yaygara ile dolduruyorlar, kendilerine destek verenleri peşlerinden götürüyorlar.

Günümüzde görülüyor ki Allah yolunu âlet ederek saltanat sürenler bulunmaktadır. Şöyle ki; babaları şeyhmiş, oğluna “Sen şeyhsin!” demiş, o da şeyh olmuş. Babadan oğula geçen padişahlık gibi bu ilâhî yolu saltanata çevirmişler. Ya babası tayin etmiş, ya abisi tayin etmiş, ya annesi tayin etmiş. “Al bu sürüyü sen de güt!”

Allah-u Teâlâ onu lâyık görseydi, o makama tayin ederdi. O lâyık görmemiş, annesi babası lâyık görmüş.

Allah'a emanet olunuz.

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - Sahtekârların İçyüzü - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
Sahtekârların İçyüzü