Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
SİLSİLE-İ SÂDÂT - Halil Fevzi  (Kuddise Sırruh)  Efendi Hazretleri  -2- - Ömer Öngüt
Halil Fevzi (Kuddise Sırruh) Efendi Hazretleri -2-
SİLSİLE-İ SÂDÂT
Dizi Yazı - Silsile-i Sâdat
1 Ekim 2002

 

Silsile-i Sâdât -34-

HALİL FEVZİ
(Kuddise Sırruh)
EFENDİ HAZRETLERİ
-2-

 

Kemâliyetin Son Zirvesi:

Şeyh Halil Fevzi -kuddise sırruh- Hazretleri çok kemâlli, çok müberrâ bir zât-ı âlî idi.

Bunun yaşanmış bir temsili şöyledir:

Osmancıklı Bekir lâkabı ile anılan bir komşusu varmış. Hazret’in tavuğu bir gün o adamın bahçesine geçmiş.

Hazret sabah namazından sonra hocaların oturup çay içtiği ve sohbet ettiği Boşnak Âbid’in kahvesinde otururken, Osmancıklı Bekir gelerek Düzce müftüsü Kürtzâde Mehmet Efendi’nin de aralarında bulunduğu kalabalık bir topluluğun içinde, ağzına gelen her sözü söyleyerek hakaretlere başlamış.

Söylenmiş, söylenmiş, söylenmiş, aklına geleni söylemiş... Barbar adam hakaretleri uzattığında yorulmuş, nefes nefese kalmış ve söylenmesi bitmiş. Onun bu hâlini gören Şeyh Halil Fevzi -kuddise sırruh- Hazretleri kahveciye hitaben şöyle buyurmuş:

“Oğlum Âbid! Bekir efendi çok yoruldu, bir kahve yap da dinlensin!”

O da kahveyi yapmış, adama vermiş.

Ondan sonra bu adamı Allah-u Teâlâ eritmiş, yok etmiş. Zengin iken fakir etmiş, dilenci hâline düşürmüş.

Bu hadiseyi bilenler anlatıyor. Rıza Efendi isminde bir zât diyor ki:

“Namazdan çıktık geliyorduk. Osmancıklı Bekir peşime takıldı ve para istedi. Halil Fevzi -kuddise sırruh- Hazretleri: ‘Ver oğlum ver!’ dedi. Verdim, tekrar tekrar vermemi söyledi. Ona büyük bir para verdirdi, eve gittik, çıkardı o parayı bana iâde etti.”

Bu ise kemâlâtın son zirvesidir. Allah-u Teâlâ ona o kemâliyeti bahşetmiş.

Görenler ve yaşayanlar anlatıyor:

“Halil Fevzi -kuddise sıruh- Hazretlerimiz’den dört kelime arka arkaya işittiğimiz hiç vaki olmamıştır. Hep hâl ile, rumuzla almışızdır. Zaten hiç konuşmazdı. Gözlerine bakanlar kendilerini görürlerdi. Biz ona baktığımız zaman inanın bütün noksanlıklarımızı boşluklarımızı aynada görür gibi bir bir görürdük, kendimize ona göre çeki düzen verirdik.”


  Önceki Sonraki