Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Eğitim - Disiplinde Tutarlılık - Ömer Öngüt
Disiplinde Tutarlılık
Eğitim
Canan Büşra Kara
1 Ekim 2002

 

Disiplinde Tutarlılık

 

Evde disiplinin yürümemesi ve çocukların söz dinlememesinin en önemli nedenlerinden biri de disiplin uygulamasındaki devamsızlık ve tutarsızlıktır. Tutarsızlığı üç değişik şekilde tanımlayabiliriz:

• Devamsızlık,

• Keyfi değiştirmeler ve

• “Hayır”ların gerçek hayır olmaması.

Örnek vermek gerekirse; her akşam saat 8.30’da yatması kararlaştırılan (mesela 7 yaşındaki) çocuğumuz iki akşam bu kural doğrultusunda vaktinde yatmış iken, diyelim ki babası geç geldiği için çarşamba akşamı 9.20’de yatağa girdi. Perşembe akşamı çocuğumuz saat 8.30’da yatmamakta direndi. Annesi de “Peki, biraz daha otur öyle yatarsın” dedi. Cuma akşamı da ertesi gün okul yok diye vaktinde yatmak istemedi. Ertesi hafta artık saat 8.30’da yatmak bir tartışma ve kavga haline dönüşmüştü.

Devamsızlık gösteren kuralların kalıcı olması çok zordur.

Disiplinde başarısızlığın diğer bir nedeni de, kuralların keyfi olarak değiştirilmesidir.

Mesela, her Cumartesi öğleden sonra arkadaşları ile buluşmasına izin verilen 15 yaşındaki çocuğumuza babası o hafta Cumartesi günü izin vermedi. Nedenini sorduğunda “Bugün keyfim yok bir hafta da çıkmayıver.” dedi. Çocuk direndi, ağladı ancak baba daha da katılaşarak “Böyle devam ederse hiçbir zaman çıkamazsın.” dedi.

Bu şekilde keyfi olarak değiştirilen kurallar, çocukta direnç, kırgınlık, karşı koyma, âsilik gibi tepkiler oluşturduğu gibi, evdeki diğer konulara da sirayet eder. Tartışmalar bitmez, tükenmez. Eğer bir gerekçemiz varsa bu çocuğun anlayabileceği dille kendisine izah edilmelidir.

Yine mesela 4 yaşındaki bir çocuğumuz var ve her gün saat 2 ila 4 arası yatmasını istiyoruz. Ancak, anne bazı günler saat 3’te ziyarete gitmek istediğinden çocuğunu da götürmekte, o günler çocuk öğle uykusuna yatmamaktadır. Sokağa çıkılmadığı günlerde ise mutlaka yatması beklenmektedir. Yine bazen, bir komşu veya çocuklu bir misafir geldiğinde, annesi “Bugün öğle uykusuna yatmasan da olur.” demektedir. Pek tabii, sonuçta çocuk yatması gerektiği günlerde yatmamakta direnecek, bahaneler bulup ağlayacak ve öğle uykusu konusu evde sorun haline gelecektir.

Örneklerde de görüldüğü gibi keyfi değiştirilen kurallar devamlılığı engeller ve sürekli tartışmalara sebep olur.

Tutarsızlığın bir diğer şekli de “Hayır”ların gerçek hayır olmamasıdır. Yani, yasaklanan bir şeyin herhangi bir nedenle (çocuk çok ağladığı için, o gün evde çok misafir olduğu için, anne-baba o gün uğraşmak istemediğinden v.b.) sonradan izin verilmesidir. Yani “Hayır”ların sonradan “Hadi peki, ama bu seferlik”, “Al da sus artık”, “Aman peki peki...”ye dönüşmesidir.

Yine bir örnek vermek gerekirse; sokağa çıktığında devamlı bir şey istememesi için defalarca tenbihte bulunmuş, “Benden hiçbir şey isteme, çünkü almayacağım.” denmiş iken, çocuğumuz her gördüğü şeyi istemeye devam ediyor. Yol boyunca onu-bunu istemesine annesi sürekli karşı koyuyor, ancak anne dönüş yolunda “Hadi peki şu kalemi alalım.” deyiveriyor. Ancak anne bütün yol boyunca “Hayır” deyip direnmesine rağmen en sonunda kabul edip bir şey almanın, aslında çocuğa ne öğrettiğinin farkında değil. Çocuk “Devamlı ister ve annemi bıktırırsam ona istediğimi aldırırım.” fikrine sahip olmuştur.

“Hayır”larımızın gerçek “Hayır” olduğuna çocuğu inandırmak ve bu tür yıpratıcı durumlara düşmemek için o anda duygularımıza kapılarak “Ben ne biçim anneyim, küçük bir şey alsam ne olur?” veya “Çocuğu da çok ağlattım dayanamıyorum.” gibi tutum değiştirmek doğru değildir. Sözlerimizde ve hareketlerimizde çocuklarımıza karşı tutarlı olmamız hem kendimiz, hem çocuklarımız için daha sağlıklıdır. Ayrıca çocuk uzun ısrarları ile elde edemeyeceğini öğrendiği zaman boş yere enerji tüketip kendisini yıpratacak davranışlara da girmemiş olacaktır.

Konuyu bitirmeden evvel çok önemli bir hususu ise şöyle izah edelim:

Çocuklarımızın eğitimi kadar, yedikleri şeylerin helal olması da çok önemlidir. İçinde haram maddeler bulunan şeyleri “Çocuktur istiyor” diye yedirirsek çocuklarımıza manen kötülük yapmış oluruz. Üstelik vücuda giren haram insanı isyana ve yanlış hareketlere sevkeder.

İslam büyükleri çocukları bir hata yaptığı zaman hatayı önce kendinde aramışlardır.


  Önceki Sonraki