İslâm dininde komşunun büyük hukuku vardır. Bu hukuk, İslâm toplumunun bağlarını güçlendirmek için ortaya konulmuştur.
Ayet-i kerime’de:
“Yakın ve uzak komşuya iyilik edin.” buyurulmaktadır. (Nisâ: 36)
Resulullah Aleyhisselâm bir Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyurmuşlardır:
“Cibril bana komşuya iyilik yapmayı, haklarına riâyet etmeyi o kadar çok tavsiye etti ki, nerede ise komşuyu komşuya mirasçı yapacak sandım.” (Buhârî. Tecrid-i sarih: 1979)
Komşulukta esas olan komşuya eziyet etmemek değil, bilâkis onların ezâ ve cefâlarına tahammül etmek, kötülüklerine iyilikle mukabelede bulunmaktır.
Komşu hakları bu şekilde olduğu gibi ev seçilirken de komşuları ve nasıl bir muhitte olduğu da araştırılmalıdır.
Hadi-i şerif’te: “Ev almadan evvel komşu, yola çıkmadan evvel arkadaş araştırınız.” buyurulmaktadır. Bu Hadis-i şerif dilimize “Ev alma komşu al” atasözü ile yerleşmiştir. Özellikle günümüz toplumunda bozulan insanlar içerisinden ahlaklı bir komşu bulabilmek şükredilecek bir nimettir.
Çocuklarımız genel olarak komşu çocukları ile arkadaşlık edeceği için onların terbiye ve yetişmesinde komşularımızın da tesiri olacağı unutulmamalıdır.
Komşularımızla ilişkilerimizde uygulanacak adap ölçülerini çocuklarımıza da öğretmeliyiz.
Çocuklarımıza öğreteceğimiz komşu adaplarından bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
• İzin isteme adâbı, büyük-küçük herkesin görevidir ve komşulukta önem taşır.
Komşunun evine girmeden önce kapıyı tıklayıp izin istemek, bu işi de yaparken sünnet-i seniyyeye uygun hareket etmeyi öğretmek gerekir. Peygamber Efendimiz izin istemek üzere kapıya geldiği zaman, yüzünü kapıya çevirmezdi. Sağ veya sol yanını çevirirdi. Kendisine izin verilirse girer, aksi halde geri dönerdi.
• Çocuklarımıza komşu evinde kendi başına hareket edemeyeceğini öğretmelidir. Bir istek ve arzusu olduğunda bunu dile getirip, izin istemelidir.
• Komşunun özel saatleri gözetilip mümkün mertebe o saatlerde rahatsız etmemek gerekir. Örneğin: “Çocukların uyku saati gibi”
• Komşuları rahatsız edecek derecede gürültü ve hareketlerden kaçınmak gerekir.
• Komşu evine girerken selam vererek girmesi çocuğa öğretilmeli, biz büyükler de bunu uygulayarak çocuklarımıza örnek olmalıyız.
• Yiyeceklerin evde yenmesi gerektiği öğretilmelidir. Örneğin bir çocuk elinde bir meyve ile sokağa çıkmaması gerekir. Çünkü böyle yapmakla o onu satın alamayabilecek veya maddi sıkıntı yüzünden o an için satın alma gücüne sahip olmayan komşunun çocuğunu hem üzmüş hem de öfkelendirmiş olacaktır. Ve siz bu hareketiniz ile hiç yoktan bir anne ve çocuğunun olumsuz bir tartışma yaşamalarına vesile olmuş olursunuz. Bu nedenle çocuk sokakta değil, evde yemeyi alışkanlık haline getirmelidir.
Amr b. Şuayb’dan rivayete göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Eğer bir meyve satın alırsan, sokaktaki gördüğün çocuğa ondan hediye ver. Şayet bunu yapmaz isen gizlice onu eve götür. Çocuğun onu eline alarak komşu çocuğunu öfkelendirmek için dışarı çıkmasın.”
Çocuklarımıza çocuktur deyip ihmal göstermeden bütün adap kurallarını öğretmeye çalışmalıdır.