Abbâsi halifelerinden Harun Reşit Hacc’dan dönerken Kûfe’de birkaç gün kalmış, oradan ayrılacağı sırada yoluna Behlül Dânâ Hazretleri çıkmış ve en tiz sesiyle: “Harun! Harun! Harun!” diye bağırmış. Bunun üzerine Harun Reşit hayretle: “Bana kim sesleniyor?” diye sormuş. Yanındakiler: “Deli Behlül” diye cevap vermişler.
Harun Reşit Behlül Hazretlerine: “Beni tanıyor musun?” diye sormuş. “Evet, seni tanıyorum.” demiş. “Kimim ben?” diye sorduğunda: “Sen batıda bulunduğun sırada doğuda birinin haksızlığa uğraması halinde, Allah’ın kıyamet günü bundan dolayı hesaba çekeceği kişisin.” demiş.
Behlül Hazretlerinin bu sözünden etkilenen halife ağlamış ve: “Durumumu nasıl görüyorsun?” diye sormuş.
Behlül Hazretleri:
“Durumunu Allah-u Teâlâ’nın Kitab’ına arzet! Nitekim Allah-u Teâlâ Kitab’ında şöyle buyurur:
“İyiler hiç şüphesiz ki nimet içindedirler. Kötüler de cehennemdedirler.” (İnfitar: 13-14)”
Bunun üzerine Harun Reşit: “Amellerimiz nerede?” diye sormuş.
Behlül Hazretleri:
“Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder.” (Mâide: 27)
Âyet-i kerime’sini okumuş.
Halife Harun Reşit: “Allah’ın Resul’üne olan yakınlığımız nerede?” diye sormuş.
Behlül Hazretleri:
“Sûr’a üfürüldüğü o günün dehşetinden aralarında ne nesep (akrabalık) bağı kalır, ne de birbirine bir şey sorabilirler.” (Müminûn: 101)
Âyet-i kerime’sini okumuş.
Harun Reşit: “Allah’ın Resul’ünün bize şefaatı nerede?” diye sormuş.
Behlül Hazretleri:
“O gün Rahman’ın izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseden başkasının şefaatı kabul olmaz.” (Tâhâ: 109)
Âyet-i kerime’sini okumuş.
Harun Reşit: “Bir ihtiyacın var mı?” diye sormuş.
Behlül Hazretleri:
“Evet var. Günahlarımı bağışlamanı ve beni cennete koymanı istiyorum.” demiş.
Harun Reşit: “Bu iş benim elimde değildir. Duyduk ki senin borcun varmış. Senin adına ödeyeyim.” demiş.
Behlül Hazretleri:
“Borç, borçla ödenmez. Onun için insanların mallarını kendilerine ver!” cevabını vermiş.
Harun Reşit: “Öyleyse sana ölünceye kadar maaş bağlanmasını emredeyim mi?” demiş .
Behlül Hazretleri:
“Biz Allah-u Teâlâ’nın iki kuluyuz. O hiç seni hatırlar da beni unutur mu?” demiş.
Halife Harun Reşit Behlül Hazretlerinin öğütlerini kabul ederek yoluna devam etmiş.
•
“Bir kıssa bir hisse” demişlerdir. Gerçekten de Behlül Hazretlerinin öğütlerinde çok büyük hisseler bulunmaktadır.
Şöyle ki;
Herşeyden önce, yönetici durumunda olanlar büyük bir vebâl altındadırlar. Bu vebalin altından, aklı başında olan kaç kişi kurtulabilir?
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif’lerinde:
“İnsanlara hükmeden âmir, maiyyetindekilerin koruyucusu durumundadır ve onların hukukundan sorumludur.” buyurmuşlardır. (Müslim: 1829)
Yalnız devlet başkanı değil; hane reisi de böyledir, evin hanımı da, memuru ve işçisi de böyledir. Herkesin durumuna göre sorumluluğu vardır.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif’lerinde:
“Din nasihattır.” buyurmuşlardır. (Buhârî)
Ağacın suya ihtiyacı olduğu gibi, insanın da nasihata ihtiyacı vardır. Nasihat hayatın desteğidir.