Fakirâne selâmlarımı meclis-i şerîfinize armağan ve değersiz saygılarımı bulunduğunuz üstün makama hediye olarak arzettikten sonra açıkça ifade ederim ki, övülmeye değer, gönlü sevindirmeye lâyık her türlü hamd ve övgüye muvâfık fıtrat ve yaratılışı aydınlatmaya hakkıyla lâyık olan gönül çekici mektubunuz; riyâsız ve gösterişsiz duacınıza ulaşınca ağır ve derin mânâsından aldığım şükran duygularına karşılık hakkımda vâcib olan duanızı Cenâb-ı Hakk’ın yüce dergâhına takdim eyledim. Gönlünüze dikip ihlâs suyu ile sulamış olduğunuz sevgi ve muhabbet ağacının saadet meyvesine kavuşacağınız açık idi.
Ahmedî evliyânın önderi, Muhammedî asfiyânın rehberi Bahâüddin Nakşibend Hazretlerinin tertemiz nefeslerine mazhar ve hakikat yolunun şâhı için ilâhî bir bağış olan nefs bineği üzerine galip ve muzaffer olmanızı Hâdî-i Ekber Hazretlerinden niyaz ederim. Ahiret azâbından kurtuluşun esaslarını ihsan buyuran Cenâb-ı Allah maksat ve gayelerin en büyüğü olan bu kurtuluş ve felâh için gerekli olan tam ve mükemmel istikameti de kolaylıkla nasib eylesin, âmin. Sözü uzatarak yüce zâtınızı rahatsız etmemek bu fakiriniz için en önemli bir vazife olduğu halde zaman zaman mes’ûd ve müreffeh ahvâlinizin müjdesiyle lütfedilip sevindirileceğimi ümid ve istirham eder, bundan sonra da artık ister istemez sözlerime son veririm.
Bâki, Cenâb-ı Hakk’a emanet olunuz.