Şu acı bir gerçek ki; hemen hemen hepimizin çocukları çikolata ve şekeri, sağlığımız için son derece faydalı doğal nimetlerden daha çok tüketiyorlar.
Uzmanların yapmış olduğu araştırmalara göre, iki yaşındaki çocuklarda dahi şeker tüketiminin tavsiye edilen miktarın çok daha üstünde olduğu tesbit edilmiştir. Yine bu araştırmalara göre dört ile altı yaş çocuklarından her biri günde ortalama 60 gramdan daha fazla şekerli yiyecekler tüketmektedir. Halbuki bu değerler ergenlikte tavsiye edilen değerlere tekabül etmektedir. Tabii bu durum çocuklarımızın sağlığını olumsuz etkileyen bir faktördür.
Çimlenmek, karnı tok olduğu halde, sık sık tatlı ve lezzetli şeyler yemeye denir. Çimlenme alışkanlığı özellikle bebeklikte çok şekerli içecekler ve şekerli lapa ve püreler ile başlar. Oysa ki özellikle bebeklerimizin yiyeceklerini nişasta şekeri ile yapmamız daha sağlıklıdır.
Çocuklar şekerin büyük bir bölümünü hazır tatlı ürünler ile, örneğin gofret, limonata ve meyva suları ile almaktadırlar. Çok şekerli yiyip içmekteki temel problem, çocukların dişlerinin çürümesidir. Dişlerdeki kahverengi lekeler, çürükler maalesef çocuklarımızda görünen nadir durumlar değildir. Tatlı yiyeceklerden özellikle yapışkan bir yapıya sahip ve ağızda uzun süre kalanları çok daha zararlıdırlar. Eğer dişler yıkanmıyor ve fırçalanmıyor ise, çok ciddi diş ve çenekemiği zararlarına neden olabilir. Bazı tatlı yiyeceklerde ise -örneğin çikolatada- saklanmış yağ vardır ve böylece vücuda birçok kalori girmektedir.
Kontrolsüz tatlı tüketiminin ve sık sık çimlenmenin sebep olduğu başka önemli bir problem ise, çocukların yemek saatlerinde iştahsız olmalarıdır. Bu durum büyümek ve gelişmek için çok önemli olan besleyici maddelerin tabakta kalmasına sebep olmaktadır. Bu durum karşısında sinirlenen bazı ebeveynler sert ve acımasız bir şekilde çikolata ve şeker gibi şeyleri yasaklamaktadırlar. Fakat gıda uzmanları böyle yapılmaması gerektiğini söylemektedirler. Tatlı sevmek, yaratılışta vardır ve çocuklarda daha yaygındır. Bu nedenle tatlı yiyecekleri tamamen uzaklaştırmak doğru değildir. Çünkü yasaklamak ilgiyi daha çoğaltır. Fakat bu yiyecekleri tamamen serbest bırakmak da doğru değildir. Doğru olduğu denenmiş, tek bir yol var: O da uzmanların “orta yol” dedikleri yöntemdir. Yani kontrollü çimlenmek. Şeker, çikolata gibi yiyecekleri küçük miktarlarda, belli zamanlarda (en uygunu yemekten sonra) ya da bazen iki yemek arasında vermektir.
İştahsız, yemek yemeyen çocuklarına acıyarak “Aman çocuğumun midesine, bir yiyecek gitsin de, ne giderse gitsin” düşüncesi ile yemek saatlerini çikolata ve şeker ile geçiştiren ebeveynlerin yapmış olduğu son derece yanlış olduğu gibi çocuklarda “Yemeğimi yemeye itiraz edersem, annem çikolata ve şeker verir” düşüncesinin yerleşmesine sebep olabilir. Evde az çikolata ve şeker bulundurmak en iyisi olup, “İstiyorum”-“Hayır vermiyorum” tartışmalarını da azaltır. Aynı zamanda bayram gibi özel günlerde, Büyükanne ve babaların ve tanıdıkların hediye olarak çikolata ve şeker ile çocukları boğmamalarına dikkat etmek gerekir. Bunun yerine bir kalem, küçük bir boyama kitabı, çocuklara uygun yapışkan, oyuncak gibi hediyeler daha anlamlıdır.
Tatlı yiyeceklere istek duyan çocuklarınıza, besin değeri yüksek ve değerli alternatifler sunabilirsiniz. Örneğin; tatlı meyveler, meyveli yoğurt, süt, ballı süt, hurma gibi. Bu yiyecekler “Tatlı arzusunu” tatmin ettikleri gibi vücuda besleyici maddeler tedarik etmektedirler.
Ayrıca anne ve babalar olarak çocuklarımızın yediği yiyeceklerin içindekiler listesine dikkat etmemiz gerekmektedir. İçinde Glokose, Glokose şurubu, ya da şeker bulunan yiyecekler mutlaka çok şekerli ürünlerdir. Ayrıca özellikle yumuşak şekerlerin içerisinde, genellikle kemik tozundan yapılan jelatin bulunmaktadır. Sağlığa faydalı olduğunu söyleyemeyeceğimiz gibi birçok üründeki jelatinin de hangi ve nasıl kesilmiş bir hayvanın kemiği olduğunu da bilmiyoruz. Zira Hazret-i Allah:
“Allah’ın ayetlerine inanan müminler iseniz, üzerinde Allah’ın ismi anılmış (Besmele ile kesilmiş) hayvanlardan yiyin.” (En’am: 118) buyurmaktadır.
Sonuç olarak: Her aile çikolata ve şeker ie ilgili kendi kurallarını koyup, bu durumu kontrol altına almalıdır. Bu konuda en önemli noktalardan birisi, anne ve baba olarak dengeli ve sağlıklı beslenerek bizlerin bu konuda çocuklarımıza örnek olmamızdır. Çimlendikten sonra büyük küçük herkesin mutlaka dişlerini çalkalaması, mümkünse fırçalamaları ya da misvaklamaları gerekiyor. Peygamber (s.a.v) Efendimiz:
“Misvak ağzın temiz kalmasına ve Rabb’in râzı olmasına sebeptir.” buyurmaktadır.