“Mühim bir arzunuz mühim bir rüyanız varsa buyrun. Her rüya da anlatılmaz. Rahmânî rüya gayet ayan olarak görülür, dimağda net ve parlak olarak kalır, uzun zaman unutulmaz. Bunlar hikmet tahtındadır. Ya bize bir yol gösterir, ya bir kusurumuzu anlatır, yahut başkasının durumu onunla anlatılır. Hazret-i Allah fâil-i mutlaktır, birinin rüyası ile ötekisini ikaz ve irşad eder. Onların ne zaman buluşacaklarını bilir. Anlatan hiçbir şey anlamaz, alan alır gider. Söz de böyledir. Birçok kimselere söz söylenir, fakat söylenen söz o kimseye değildir, lâzım olan alacağını alır. Mânevî cereyanlar böyle husule geliyor. Bunların hepsi hikmet tahtında olan işlerdir.”
(12 Kasım 1978)