"O kervanın hali bambaşka. Hazret-i Allah'ın bir lütuf deryası. Görünüşte toz-toprak, zahmet, mihnet... Fakat her nefes alış-verişte mânevi bir hayat var. Hazret-i Allah'ın sonsuz rahmet deryasının bulunduğu bir merkezdir orası.
Bunlara vâkıf olmamız için şartlar vardır. Evvelâ niyet-i hâlisa olacak, para helâl olacak, Hakk'tan gayrı hiçbir düşünce olmayacak.
Orada insan kendi âleminde başbaşa kalacak. Mekke-i Mükerreme'de ise hep Kâbe-i Muazzama'da bulunacak. Medine-i Münevvere'de ise hep Ravza-i Mutahhara'da oturacak. Yemek içmek dahi olmayacak. Sabah yiyecek oturacak, akşam çıkacak yiyecek. Hep istiğfarla, Salât-ü selam'la, Lafzâ-i celâl ve Kelime-i tevhid'le meşgul olacak.
O zaman Hazret-i Allah murad ederse onu o lütuf deryasında bulundurur. O lütuf deryasında bulunma sırrı ile imanı tekâmül eder.
Bu anlattıklarımızda açık edilemeyecek gizli sırlar var. Fakat yine de size açık anlatılıyor.
Onun için o kervana dahil olmak, cidden büyük bir nimettir. Fırsat bulursanız hemen gidin. Yalnız çok zahmetlidir. O zahmeti insan rahmet bilecek ve o yolculuğa dahil olacak. Her şeyi severek kabul edecek de gidecek."