“İnsanın içindeki zan ilmi fıçıdaki sirke gibidir. Onu şişirmiştir. Fakirin bütün gayesi ise Hazret-i Allah'ın duyurduğu hakikatleri söylemekle, fıçının musluğunu açıp, yavaş yavaş içindeki sirkeyi boşaltmaya çalışmaktan ibarettir.
Şöyle bir temsil verelim: Küçük abdeste sıkışmış olan bir kimse, gayet huzursuzdur. Boşaldığı zaman rahatladığı gibi, varlığını atan, boşaltan bir insan ancak o zaman rahata kavuşur, huzur bulur, hayat-ı hakikiye kavuşur, zira varlık olanda Var bulunmaz, varlıkla Var'a varılmaz.
Nefis kendi varlığından başka varlık kabul etmez, hakikatleri atar, kabul etmez, istemez. O hep “Ben!” der.
Onun için: ‘Yok olmayan var olamaz, varlığı dağıtmak gerek.’ denilmiştir.”