Allah-u Teâlâ kendi partisini açıklamış, felahın, kurtuluşun da yalnız burada olduğunu beyan buyurmuştur.
“İşte onlar Allah’ın hizbi (partisi)dir. İyi bilin ki kurtuluşa ulaşacak olanlar Allah’ın hizbi (partisi)dir.” (Mücâdele: 22)
Allah-u Teâlâ “Benim partim budur.” buyuruyor.
Bu partiden ayrılan, başka partilere giren Allah-u Teâlâ’nın partisinden çıkmıştır.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde bölük ile partiyi ayırmıştır. Bölük ayrı şeydir, parti ayrı şeydir.
“Amma ne var ki insanlar din hususunda kendi aralarında parçalara bölündüler, çeşitli kitaplara ayrıldılar. Her bölük, her parti kendi tuttuğu yoldan memnundur, yanında bulunan din veya kitapla sevinmektedir.” (Müminun: 53)
Onlar Allah-u Teâlâ’nın partisinden ayrıldılar. Başka partilere uydular. Fakat Allah-u Teâlâ gerek bölük, gerek parti hakkında şöyle ferman buyuruyor:
“Şimdi sen onları bir süreye kadar kendi sapıklıklarıyla başbaşa bırak.” (Müminun: 54)
Benim partim budur, “Ülâike hizbullah”tır. Yani, yalnız Hazret-i Allah ve Resul’ünün partisindenim. Başka hiç bir parti ile ve hiç bir din kurucu ile de ilgim ve işbirliğim yoktur.
Zira Cenâb-ı Hakk Âyet-i kerime’sinde buyurur ki:
“Fırka fırka olup dinlerini parça parça edenlerle senin hiç bir ilgin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır. Sonra O, yaptıklarını kendilerine haber verecektir.” (En’am: 159)
“Semi’nâ ve eta’nâ” Bu Âyet-i kerime’yi işittim ve itaat ettim. Hiç bir parti ile hiçbir bölücü ile ilgim yoktur.
Zira her din kuran bölücü, İslâm dinini yıkmak için, kendi dinini ayakta tutmaya çalışır. Binaenaleyh bunlar Hazret-i Allah’ı ve Resul’ünü âlet ederler. Gaye ve maksatları, cemaatı kendilerine çevirmek ve kurdukları dini kuvvetlendirmek içindir.
Bunlar dinlerini kurmuşlar, böylece dinden çıkmışlardır. Bunun içindir ki en büyük İslâm düşmanıdırlar.
Binaenaleyh gerek bölücülerin, gerek dinini parça parça edenlerin, gerek Hakk’tan ayrılıp parti kuranların hepsinin din olduğunu Hazret-i Allah’ın beyanlarından öğreniyoruz. Ve Cenâb-ı Hakk bize bunları duyuruyor. Sen kendi imanına göre bunu tahvil et.
Bugünkü partilere gelince;
Beş parmağın hepsi de bir değildir. Bunların içinde iyiler de var, kötüler de var. Gerçekten Allah için çalışanı göremedim. Hepsi de, bu çiftlikte benim de bir koltuğum olsun istiyor ve “Cebim dolsun” diyor, “Borum ötsün, filmim de çekilsin.” diyor. Fakat aslında dünya bir sinemadır. Herkes denenmek için gönderilmiştir.
Âyet-i kerime’de:
“O hanginizin daha güzel amel işleyeceğinizi imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratandır.” buyuruluyor. (Mülk: 2)
Hiçbir din kurucularından değilim. Onların bütün faaliyetleri kurdukları dini kuvvetlendirmek içindir. Allah-u Teâlâ’nın dinini yıkmak için çalışırlar ve ceplerini doldururlar. Şöhretim çok olsun isterler.
Bu mülkün sahibi olan Hazret-i Allah iki kişi gönderecek. Birisi Nurullah, diğeri Hidayetullah. Bu haşeratı temizleyecekler.