Şüphesiz ki tâ Âdem Aleyhisselâm’dan beri hidayet ile dalâlet, nur ile zulmet, hayır ile şer... yeryüzünde devamlı var olmuş, inananlarla inanmayanlar arasındaki mücadele sürüp gitmiştir.
Binaenaleyh herkes icraatını yapıyor; kâfir küfrünü, murdarlığını ortaya koyuyor, mümin ise imanını, nurunu ortaya koyuyor.
Küfrün önderlerinden hıristiyan papası; kâinatın nûru, âlemlerin gurur ve süruru, rahmet ve merhamet peygamberi Muhammed Mustafa -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e alçakça hakaret ve iftiralarda bulundu. İçindekini ortaya koydu.
“Öfkeleri ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinin gizledikleri ise daha büyüktür.” (Âl-i imrân: 118)
Hakk Celle ve Alâ Hazretleri bu İslâm düşmanlarının pis olduğunu, necis olduğunu, murdar olduğunu beyan ediyor:
“Ey iman edenler! Müşrikler ancak bir necis (pislik)tir.” (Tevbe: 28)
“Artık onlardan yüz çevirin. Çünkü onlar murdardır.” (Tevbe: 95)
Bunlara hiç şaşmayın! Bu da necasetini ortaya koydu. Bütün kokusu dünyaya yayıldı. İçindeki pisliği dışarı çıkarttı. Çünkü İslâm’ı küçük düşürmek için böyle yaptılar. Hakikati hakaretle örtmeye çalışmak bunların en büyük icraatıdır.