Hacc; her türlü makam, rütbe, ırk, renk ve dil gibi farkları ortadan kaldıran, müminleri yekvücud halinde kaynaştıran, bedenî sıhhatin ve mâli varlığın şükran ifadesi olan mucizevî bir ibadettir. Bütün ibadetlerin mânâlarını bir arada toplar. Dinimizin beş esasından birisidir.
Allah-u Teâlâ’nın rızâsının, hoşnutluğunun bulunduğu, sonsuz rahmet deryasını içinde gizleyen ilâhî bir meclis, Rabbanî bir merkezdir. Orada feyiz deryalarının kaynağı vardır. O lütuf deryasında bulunma sırrı ile insan tekâmül eder.
O kervanın hâli bambaşka; o kervan öyle bir kervan ki, merkeze gidiyor. O merkez bir nur beldesidir, uçsuz-bucaksız bir deryadır. Orada alınan bir nefes insana büyük mesafeler katettirir, çok büyük uhrevî saâdetler ve menfaatler sağlar. O kervana katılmak, o meclis-i ilâhî’de bulunmak, o resmî geçitte geçmek çok büyük bir saâdettir.
Nice kudsî hatıraları sînesinde saklamış bulunan bu mübarek beldeleri ziyaretteki feyiz ve bereket, her türlü tasavvurun üstündedir.
Hacc, büyük masraflarla ve zorluklarla yapılan, yerine getirilmesi güç bir ibadettir. Bu bakımdan şartlarını iyi bilmek lâzımdır. Hacc’a gidecek bir müslümanın yeteri kadar Hacc ibadetine dâir hükümleri bilmesi farzdır.
Rabbimizden her türlü ibadetlerimizde feyiz ve bereketi ile kolaylıklar ihsan buyurmasını niyaz eyleriz.